24 Nisan 2018 Salı

Rainbow Rowell-Asla Vazgeçme



Rainbow Rowell-Asla Vazgeçme

Simon sadece eğlenmek ve Watford Sihirbazlık Okulu’ndaki son senesinin keyfini çıkarmak istemesine rağmen kimse ona rahat vermemektedir. Kız arkadaşı onu terk eder, en yakın arkadaşı yakasından düşmez, akıl hocasıysa onu güvende olabileceği bir dağa yollamak niyetindedir. Simon, oda arkadaşı ve çok uzun zamandır başdüşmanı olan Baz’ın ortalıkta görünmemesinin keyfini bile süremez çünkü yine hangi kötülüğün peşinde olduğunu düşünmekten kendini alamamaktadır. Ayrıca ortalığı hayaletler basmıştır. Ve vampirler. Simon’ı yok etmeye çalışan gerçek kötü yaratıklar. Gelmiş geçmiş en güçlü büyücü de olsanız bir an bile rahatlayıp hayatın tadını çıkaramazsınız.
Bir hayalet hikâyesi, aşk masalı ve polisiye roman olan Asla Vazgeçme’de bir Rainbow Rowell öyküsünden bekleyebileceğiniz kadar çok öpüşme ve konuşma var… ama hepsinden çok da canavarlar.
“Karakterize edilemeyen, varoluş stresiyle uğraşan, kayıplar yaşayan ve akılları karışan gençler hakkında bağımlılık yapıcı, romantik bir öykü.”
Time
 “Asla Vazgeçme bir zafer. Heyecanlı ve seksi, komik ve şoke edici, içinizi sızlatıyor ve gerçekten büyülü. Bana güvenin, daha önce hiç böyle bir büyücülük okulu görmediniz.”
Lev Grossman, The New York Times çoksatanı Büyücüler serisinin yazarı
 “Cesur ve komik… Bu fantastik öykü, büyücülük okulu temasına harika bir katkı.”
People
 “Komik, zekice diyaloglar; çalkantılı, tatlı ve seksi bir aşk hikâyesi… Rowell’dan dört dörtlük bir kitap… elinizden bırakamayacaksınız.”
Publishers Weekly
 “Asla Vazgeçme yıllardır beklediğimi bile bilmediğim fantastik romanmış… Rowell’ın gizem ve büyü dolu kitabı şimdiye kadar okuduğum en çekici aşk hikâyesi.”
Julie Beck, The Atlantic
 “Kitap sapasağlam bir dünyaya sahip, tatlı ve gerçekçi romantizmle dolu, üstelik tatmin edici bir sonla bitiyor. Asla Vazgeçme gerçekten keyif veren bir deneyim. Bu kitabı aşk öyküsü ve sihir hayranlarına hediye edin.”
School Library Journal

Gül
Evet güzel ama ..
orta şekere yakın

Sibel
Yok yavvv ben pek sevmedim.
yazar hatırına

Gül
Kitap güzel mi güzel,yazarın alışkın olduğumuz tarzının dışında .Ve kabul etmek gerekirse kitabı şöyle okudum “ Yaw sanki ikinci kitap gibi” Yazar sanki biz olayları ( önceden olanları ) biliyoruz tarzında yazmış.Ve yine itiraf etmem gerekirse “yaw Harry Potter ı çok mu andırıyor” duygusu ile de okudum( kitaplarını değil ama filimleri )
Final kısmına kadar ,finalde yazar oldukça değişik bir bakışla yaklaşmış kabul etmek gerekirse hatta biraz felsefik bir yanı bile var.Ama en en sonda teşekkür yazısından da sonra yazarın bir açıklaması var ki “Yaaaaaa” diye bağırmış olabilirim.Spoiler falan değil ve bence keşke yazar bu notu başa yazsaydı bende kitabı tüm bu  kafa karışıklığı ve şüphe ile okumasaydım .Yazarın “Fangirl” kitabında kızın fanı olduğu kitaptaki karakterler bu kitaptaki karakterler.Yazarımızın canı çekmiş onların kitabını yazmış.Benden yazar nasihat “Evet güzel yazmışsın ama sen kendi türünden ayrılma please”

Not:Önce gidip Fangirl kitabını okuyun ,benim canım çekti bunu okuduktan gidip onu okudum ve yine bayıldım


Sibel
Gül bana kitabın kimler hakkında olduğunu baştan söylediği için ben o tanıdıklık hissini yaşamadım. Hoş söylemese hatırlar mıydım bilmemmmm =p Bunun dışında yazarın tarzını ve önceki kitaplarını sevmesem sanırım bu kitabı biraz okuduktan sonra kenara bırakırdım. Kötü olduğundan falan değil de cıkssss benim tarzım bu değil. Harry Potter’ı mı andırıyor demek çok hafif kalmış bence. Zira hikaye baya baya HP fanfiction u. Fangirl kitabında yazar bu kitabın fanı olan bir kızı konu almıştı ya hani, heh yazarda HP nin fangirllüğünü yapmış bence. Ben de Gül’e son cümlesinde katılıyorum ‘yazarcım lütfen kendi türünden ayrılma’.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder