Nalini Singh - Başmeleğin Kılıcı
New York Times çoksatan yazarı Nalini Singh, meleklerin
hüküm sürdüğü, vampirlerin onların sadık hizmetkârları olduğu ve bir kadın
avcının hayatta kalmak için karanlıktan sürünerek de olsa çıkması gerektiği
dünyaya geri dönüyor.
Yüzünün yarısında
eşsiz bir dövmesi olan kopmuş bir insan kafası bulunduğunda, Lonca’nın bununla
ilgilenmesi gerekirdi. Fakat, yüzyıllar içinde edindiği deneyimlerle bu
cinayette bir tuhaflık, yıllar öncesine giden bir gizem olduğunu sezen Dmitri,
kontrolü eline aldı. Gerçeği öğrenmeye ihtiyacı vardı. Fakat bu ihtiyacı,
dövmenin şifresini çözecek olan avcıya karşı hissettiklerinin yanında hiçbir
şeydi.
Ölümden kıl payı
kurtulduğu vahşi bir saldırıdan sonra, Honor başmeleğin sağkolu olan bu
vampirle çalışmaya hiç mi hiç hazır değildi. Dmitri ölümcül arzularını da, zalimliği
kadar açık bir şekilde sergiliyordu. Fakat Honor’ın vücudunda anlam veremediği
duygulara sebep olan kişi yine bu vampirdi.
Tutku, ikisini de yok
edebilecek tehlikeli bir ihtiyaca dönüşürken, geçmişin geçmişte saklı
kalmayacağını çok geçmeden öğrenecektiler. Bir kez daha, Honor’ın kanla
bulanmış kâbusunu hayata geçirmeden bu av bitmeyecekti...
“Bu dördüncü romanda
Singh, başmelek Raphael’in sağkolu vampir Dmitri’ye ve Lonca Avcısı Honor’a
odaklanıyor. İlişkileri hızla gelişiyor ve yüzlerce yıllık yaş farkına rağmen
eşit oluyorlar. Kalp sıkıştıran, güçlü ve duygusal bir roman.” –Publishers
Weekly
“Muhteşem hikâye
anlatıcısı Singh, Melekler âlemine geri dönüyor ama bu sefer odak noktası
tehlikeli ve seksi vampir Dmitri. Kibirli ve güçlü Dmitri hep bir gizem
olmuştu, bu nedenle öyküsü daha da merak uyandırıyor. Böyle giderse Singh için
ayrı bir kitaplığa ihtiyacımız olacak!” –RT Book Reviews (Top Pick)
“Bana kalırsa
Singh’in en güzel kitabı. Kalbinizi yerinden sökecek, sizi ağlatacak, sonra da
kalbinizi bu kitabı okumadan önce olduğundan daha güçlü ve daha tam bir halde
yerine geri koyacak.” –The Book Reading Gals
Nalini Singh-Başmeleğin Öpücüğü ( Lonca Avcısı Serisi 2 ) yorumu için tık tık
Sibel
Çok bir umudum yoktu ama beğendim.
Gül
Demek ki sorun Raphael ve Elena daymış,Sibel kadar olmasa da
ben de beğendim
ama olmuşa epey yakın |
Sibel
Serinin diğer üç kitabında artık yazarın mı,çevirmenin tarzı
mı bilmediğim şu amiyane tabirler, deyimler bu kitapta yoktu öncelikle bunu
söylemek istiyorum ki benim açımdan önemliydi.Zira diğer kitaplarda resmen
içime baygınlık gelmişti (İşin komiği yazarın tarzı ise o amiyane betimlemeler
bu çiftimiz Elena ve Raphael’den daha olgun demektir =D ). Neyse yukarıda da
dediğim gibi önceki kitaplardan dolayı pek bir beklentim yoktu bu kitap için
ancak diğerlerinden daha çok beğendim bu kitabı.Dmitri’nin alfanın dibi
olması,Honor’un kırılganlığı ama aynı zamanda azmi falan hepp hoşuma gitti
okurken.Sadece sonunda ortaya çıkan o şeyden dolayı (gerçi çok daha önce
anlaşılıyor ne olduğu) sanki Honor’un şimdiki karakterine haksızlık olmuş gibi
geldi bana =D
Gül
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder