Karen Marie Moning – Ateşten Doğan
Gökyüzünde kan
vardı. Sokaklarda kan vardı. Kalbinde... Bıçağında ateş. Zaman. Hem
düşman hem de müttefikti.
Karen Marie
Moning’in destansı “Ateş” serisinin yeni romanında Mac, Barrons, Ryodan
ve Jada geri dönüyor. Tehlike hiç bu kadar büyük, aralarındaki kimya hiç bu
kadar ateşli olmamıştı.
Okura karmaşık
bir entrikalar ağı ve dört dörtlük bir macera sunan Hastalık Ateşi, kadim
kötülükler, şehvet, ihanet, bağışlama ve aşkın kurtarıcı gücü üzerine sürükleyici
bir masal.
İnsan ve Fae
dünyalarını ayıran eski duvar yok olduğunda, evrenin özü zarar gördü ve şimdi
dünya yavaş yavaş yok oluyor. Gezegeni sadece Yaratılış Şarkısı; hayatın
kaynağı olan o tuhaf, tehlikeli melodi kurtarabilir.
Ancak efsanevi
şarkıyı arayanlar eski yaralarla, yeni düşmanlarla, kızgın tutkularla ve alev
alev yanan intikam ateşiyle de baş etmek zorunda.
Bir zamanlar
kadim büyünün temas ettiği normal bir şehir olan Dublin, artık normalliğini
kaybeden, tamamen büyülü bir şehir. Ve savaşla altüst olan sokaklarında
Mac şimdiye kadarki en amansız düşmanıyla karşılaşacak: Kendisiyle.
Karen Marie Moning- Buz - Ateş Serisi 6 yorumu için tık tık
Karen Marie Moning- Buz - Ateş Serisi 6 yorumu için tık tık
Karen Marie Moning – Alev -Ateş Serisi 7 yorumu için tık tık
Sibel
Yavvv elbette
güzeldi ama…
Gül
Yok artık ben
sıkıldım seriden
Sibel
Bu kitabı
okuduktan sonra artık rahatlıkla diyebilirim ki Ateş serisi 5.kitabın sonunda
Barrons’un mangal sahnesi ile sezon finalini yaptı.Sonrasında çıkan kitaplar
ise (Buz-Alev-Ateşten Doğan) 2.sezonu oluşturuyor ki genelde olduğu gibi ilk
sezonlar,ilk filmler devamlarından her zaman daha iyi olur.Bu seride de durum
bu bence.Zira 5.kitaptan sonra okuduğum her kitabı sürekli ilk 5 kitapla
kıyaslayarak okumaktan kendimi alamadığım için içimde sürekli bir
memnuniyetsizlik oldu. Ama bu kitaplar için de kötü diyemem,hepsini sıkılmadan
heyecanla okudum elbette.Sadece o hepimizi etkisi altına alan Mac ve Jericho
ilişkisinin dozajı azaldığı için bence bütün bunların sebebi =D
Gelelim Ateşten Doğana.Buz ve Alev gibi bu kitap da aynı şablonla ilerliyor.Mac ağırlıklı,bir lokma Barronslu,Jada,Ryodan ve diğerleri ile anlatılan, önceki kitaplardan gelen konuyla devam eden yine heyecanlı ve akıcı bir kitaptı (ama hala 1.sezon forever =P ).
Ve genel olarak
seri ile ilgili aklıma takılan bir takım şeyler =D (Spoiler sayılmaz.Zaten
seriyi okuduysanız bu yorumu okuyor olacaksınız ve seriyi okuyanlar için bunlar
spoiler sayılmaz,okumayanlar da anlamaz)
*Şimdi Kralın
metresi Fae değil ilk başta insanmış. Ama bu olaylar milyonlarca yıl önce
oluyorsa o zamanlarda insan ne gezer =P
*Bu Adam Black
olayı nedir? Bu seride pek matah biri gibi gösteriliyor ama yazarın diğer
serisi olan İskoçyalı’nın ilk kitabı olan Sisli Dağların Ötesinde pek de iyi
bir karakter değil.Hadi diyelim ki sonradan doğru yolu bulacak ama bu seferde
zamanlama tutmuyor.
*İskoçyalı
serisi deyince oradaki Fae Kral ve Kraliçesinin Ateş Serisindeki Kral ve
Kraliçe ile alakaları yok. Eğer bu iki seri birbirine paralelse (MacKeltarlar
ve Adam Black’ten dolayı diyorum) kurgular ve zamanlama birbirini tutmuyor.
(Biz Türkiye’de
ne yazık ki İskoçyalı serisinin ancak ilk 3 kitabını okuyabildik .Ateş
serisinde isimleri geçen MacKeltarları ve Adam Black’i okumak daha nasip
olmadı,bu gidişle de nasip olmayacak gibi gözüküyor.)
*Kral dünyada
bir kere görülünce ,görüldüğü aynı suretleri alamaz diyor ama Gölge Ateşinde
görülen Rüya Gözlü Adam’ı Mac Alev’de yeniden görüyor 0.0
*Artemis
Yayınlarının bu kitap için ilk seçtikleri kapak resmi ve ismi sosyal medya
baskısı sonucu değişmişti bildiğiniz gibi. Ama taaa mayısta çıkacak kitabı ‘bir
takım hak sahipleri şeysi’ yüzünden ağustosta yayınlamalarına rağmen arka kapak
özetinde kitabı isminin Hastalık Ateşi olarak geçmesi ve kimsenin bunu fark
edip de değiştirmemesi veya umursamaması, 9.kitap için ‘acaba ne zaman çıkacak’
diye düşünmeme bile gerek olmadığını kanıtlıyor.
Veeeee son olarakkkkk
Gül
Kitabı ilk
Sibel okudu ve yukarda da yazdığını bana söylediğinde epey güldüm.Barrons'u
mangal başında bırakacaktık.Ben ki beşinci kitabı almak için baş göz yaran,15
gün sonra kitabı aldığında yediğini fark ettiği trafik cezasını ( kitabın fiyatının
2-3 katıydı) tınmayan insan bu kitabı rafta tam 1 hafta bekletti.Bir hafta
üstüne elime aldım ilk 5 sayfayı okudum içim şişti bu modda değilim dedim
bıraktım .Üç gün sonra bir gayret tekrar elime aldım ve geri bıraktım.Bu hafta
sonu Sibel'in baskıları ve artık okumalıyım diyerek elime aldım ve okudum
.Yalan yok kaptırınca gidiyor ama kimi yerlerde kitabı elimden fırlatıp “ ne la
bu “ oldum
*Valla Sibel
yazarın diğer serisini hatırlamadığımdan Adam Black olayına hiç takılmadım
* Kralın metresi Fae mı insan mı olmasına takılmadım ama
duvar halısı olmasına takıldım .Niyeydi o bölüm ?
*Kıskanç Barrons out,cool Barrons in.
*Kıskanç Barrons out,cool Barrons in.
*Lor ve Jo
sahnesi nedendi ? Sanırım yazar klitorisle ilgili bir yazı ya da kitap okumuş bu
engin bilgimi nerede kullansam diye düşünmüş ve Lor un bölümünde kullanmış,Lor
un zeki olduğunu anlayalım diye çok zorlama olmuş sanki.
*Eğri oturup
doğru konuşalım , bu kitaptan ne öğrendik ( üstteki paragrafta ki bölüm hariç
=P ) dört yüz küsür sayfalık kitap seride ne gibi değişikliklere yol
açtı.Seride nasıl yeni olaylar oldu bence bu kadar sayfaya için çok az şey oldu bitti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder