Mark Lawrence-Dikenlikler Prensi
Dikenlikler Prensinden Sakının Dokuz yaşında annesinin ve
kardeşinin gözleri önünde öldürülmelerini izledi. On üç yaşında kana susamış
bir haydut çetesinin başındaydı. Prens Honorous Jorg Ancrath'ın sırt çevirdiği
şehre dönme vakti gelmiştir. Kont Renar'ın annesini ve kardeşini öldürmesini
dikenliklerde kapana kısılmış bir şekilde izlediği günden beri intikam ateşiyle
yanmaktadır. Hayat ve ölüm onun için bir oyundan ibarettir ve kaybedecek hiçbir
şeyi yoktur. Ancak babasının hisarında onu başka bir ihanet beklemektedir.
Kalleşlik ve kara büyü. İradesi ne kadar güçlü olursa olsun, genç bir adam
hayal bile edemediği kadar güçlü düşmanlarını alt edebilir mi?
"Kesinlikle afallatıcı... ağzınız açık kalıyor."
-Robin Hobb-
"Etkili, soğuk bir hançer darbesi gibi bir intikam
romanı. Lawrence ilk kitabında okuyucuyu soluk soluğa bırakıyor."
-Robert V. S. Redick-
"Bu kitap muhteşem."
-Galaxy Book Reviews-
"Ölümcül, cesur bir fantastik roman."
-Publishers Weekly-
"Lawrence sürükleyici fantastik romanlarda çıtayı
yükseltti. Bu yıl okuduğum en iyi kitap."
-Peter V. Brett-
"Dikenlikler Prensi, bilindik Ortaçağvari fantastik
üçlemeler geleneğini altüst etmeye kararlı bir yazarın eseri."
-Locus-
(Tanıtım Bülteninden)
Gül
Kanlı bir kitap ,cidden kanlı bir kitap
Sibel
Son dönemde bu tarz epik fantastik kitaplara merak saldım.O
yüzden de tanıtımını gördüğüm ilk andan itibaren okumak için sabırsızlandığım
kitaplardan oldu.Gerçi son dönemde hangi kitaba heyecan yapsam hayal
kırıklığına uğradım ama bu kitapta neyse ki bunu yaşamadım.Bence güzel ve
değişik konusuyla sürükleyici bir kitaptı.Umarım Pegasus devam kitaplarını çok
bekletmeden yayınlar.
Spoiler Alarmıııııı
Gül
Her ne kadar bence zamansal bir sorunu varsa da Sibel çok
ısrarla olmadığını söylüyor,onun dışında gayet güzel bir kitap.
Sibel
Bence yoktu zamansal sorun (ısrarcıyım bu konuda =p ).Şöyle ki
; genelde epik fantastiklerde yazar yaşadığımız dünya ile alakası olmayan yeni
bir dünya yaratır.Bu kitapta olaylar bildiğimiz dünyada geçiyor gibi gözüküyor
(bildiğimiz dünya diyorum çünkü kitap içinde Aristo,Sun Tzu,Sokrates’ten
bahsediyor).Ancak nükleer bir savaştan sonra insanlık başa dönmüş .Hikaye
ortaçağ benzeri bir zamanda geçiyor.Ama tabi ki bir takım farklılıklar
var.Büyüler,büyücüler,ölülerle konuşma vs gibi.Neyse benim anladığım olaylar
şimdiki zamandan bin küsür yıl sonra geçiyor.
Gül
O zaman şunu açıkla neden Shakespeare i Nietzsche i
hatırlıyorlar ama ateşli silahları ve uçakları neden hatırlamıyorlar ?
Sibel
Hatıralarında olan bir şey değil ki,ellerindeki kitaplardan
öğrenmişler onlarıda.Belki de ateşli silahları ya da uçakları anlatan kitaplar
yok oldu ya da saklanıyor ??
Fan-Art karakterler |
Gül
Eğer tüm kitaplarda yok olmuş olsa tamam diyeceğim ama hangi
seçici hafıza tarafından kitapların bir kısmı yok edilirken ,bir kısmı geride
bırakılmış.Alternatif bir Nuh tufanı yorumunda
denir ki ,tufan tüm dünya da idi ve şu anda ki teknolojiden daha üst bir
teknolojileri vardı.Ama insanın gelişiminin sonuçları Yaradan ı unutmasına sebep olduğu için kalan
insanlar tüm bu teknolojiden vazgeçtiler.Hatta şu anda elimizde olan
kalıntıların hepsinin Nuh sonrası kalıntılar olduğu söylenir.Epey teolojik bir
konu olduğu için bunu kısa kesiyorum ama kitap varsa neden bir kısmı var
diyorum .
Sibel
Bu soruna kitapta verilen donelerle bir cevap verilemez.Şu
anda söyleyeceğim her şey hipotezden öteye geçmez.Belki serinin diğer
kitaplarında buluruz cevabı.Bulamazsak da o zaman kitaptaki bir mantık hatasını
ortaya çıkartmış olursun ;) Gerçi yukarıda bahsettiğin alternatif Nuh Tufanı
yorumu sorduğun soruya verilebilecek güzel bir cevap.Belki yazarda böyle
birşeyler kurgulamıştır.
Yazarın blogunda yer alan harita |
Gül
Bazı sorunları yok mu ? Elbette var kimin yok ki ? Bir kere
baş karakterle empati kurmanız imkansız ,sadece eli değil baştan aşağıya kanla
kaplı, o kadarcık detaydan bir şey olmaz derseniz bilemem tabii.Her ne kadar
sonunda “hımmm aslında ben yapmamışım ,bana yaptırılmış “ diyecek diye korktuysam da ,sorumluluğu kabullenerek
en azından bu bakımdan gözüme girdi.
Hikayede bir Dedem Korkut havasının olmasının sebebi ise
oğlumuzun sadece 14 yaşında olması .14 yaşında 180 cm boyunda ,para karşılığı arkadaşlık kurulan
bayanla sabahlar olmasın durumuna falan bakıp ,şimdi bir boğayı elleri ile
öldürecek diyorsunuz .Boğaya benzer bir adamı öldürmekle yetiniyor sizde hali
ile bekliyorsunuz Dedem Korkut çıkıp isim koyacak diye.
Sürükleyici ,sizi azıcık rahatsız eden bir hikaye ama bu ara
okuduğum en iyi epik fantastik
roman.Türü sevenlerin çok beğeneceğine eminim.
Sibel
Hikayenin baş kahramanları genelde ahlaklı,düzgün
karakterli,dürüst vs olur ya Jorg öyle değil.Daha kitabın başında yaptıklarını
okuyunca nasıl bir kahraman bu oluyorsunuz.Gerçi son zamanlarda karanlık
kahramanlara ilgim arttığından dolayı olsa gerek bu beni rahatsız etmedi.Ama 13-14
yaşında olduğunu ve bu yaptıklarına 10 yaşındayken başladığını duyunca, bu
kadar küçük yaşta olması benim açımdan hikayenin inanılırlığını biraz bozdu
(kitaptaki bütün fantastik ögeler mantıklı geldi de yaşının küçük olmasını mı
inandırıcı bulmadın demeyin =D ).Gerçi
uzun süre Jorg’u yaşından dolayı ufak tefek bir şey sanarak okumuştum ama
kitabın yarısını geçtikten sonra 1,80mt boyunda yağız delikanlı gibi bir şey olduğunu
öğrendik.Belki baştan bu detayları bilseydim erken gelişmiş der çok da
takılmazdım bu konuya.
Neyse genel olarak okurken beni sıkmayan,akıcı ama bazı
yerlerde ucu açık bırakılmış (mesela Jorg’un güçlü ve acımasız olmasına neden
olan şey büyücü müydü yoksa nedeni başka mı ? ki bunları cevabını serinin
devamında bulacağımı umuyorum),bazen de gereğinden hızlı geçilmiş sahneler
olmasına rağmen (mesela Kızıl Hisarın yok edilmesi) heyecanlı bir seri giriş
kitabıydı.
Serinin Kapakları |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder