Chelsea
M. Cameron -En Sevdiğim Hatam
Tekrar burnumu çektim, Hunter da bana mendil uzattı.
“İşte bu kadar...
Artık sen de biliyorsun. Bu sırrımı bir de Megan’a anlatmıştım. Yaşadığım
yerdeki herkes biliyor elbette. Okulda bana orospu damgası vurdular ve
öfkelenip kavga çıkarmaya başladığımda da artık kimse benimle konuşmak
istemedi. Kendimle kimseyle çıkmayacağıma, asla erkek arkadaşım olmayacağına
dair bir anlaşma yapmıştım. Yalnız kalacaktım çünkü güvenebileceğim tek kişi
kendimdim. Herkes seni eninde sonunda hayal kırıklığına uğratır. Bütün
bunlardan Tawny’ye asla söz etmemiş olsam da o benden yıllarca özür diledi. O
da aynı olayın kurbanlarından biri olmasına rağmen sanırım hala özür diliyor.
Annemle babam bizi o gece evde yalnız bıraktıkları için kendilerini o kadar
suçlu hissettiler ki boşanmaya karar verdiler. Yani olanların tek sebebi bu
değildi tabii ama yine de… O geceden sonra her şey mahvolmuştu. Şimdi neden
tavuskuşu obsesyonum var biliyorsun artık. O gece Tawny küpelerden birini
takıyordu, ben de diğerini. O küpeler hayatımızı kurtardı.”
Hunter bir an düşünüp
söyleyecek doğru kelimeleri bulamaya çalıştı. “Keşke onu mümkün olduğunca yavaş
ve acı verici bir şekilde öldürebilsem,” dedi.
“Ben de.” Bunu itiraf
edemeyeceğim kadar fazla düşünmüştüm.
“Anlattığın için
teşekkür ederim.”
“Şimdi neden
böylesine dibi boyladığımı biliyorsun.”
“Dipte falan
değilsin. Çoğu insanın hayal bile edemeyeceği bir şey atlatmışsın. Böyle bir
şeyle nasıl başa çıktığından utanma.”
“Psikoloğuma göre
bununla başa çıkma yollarım biraz fazlaymış.”
“Boşversene. Eğer
arada bir insanlara vurup bir şeyler kırmak sana yardımcı oluyorsa seve seve
kum torban olurum, hatta çatıdan aşağıya atman için bir şeyler de alırız sana.
Anlaştık mı?”
Gül: Okumak benim sevdiğim bir hata olmadı.
Sibel : Bu aralar sıkça okuduğumuz ergen aşkı temalı sıradan
bir kitaptı.
Bollll bolll spolier içerir
Gül
Konu nedense yayınevi tarafından verilmemiş kısaca
özetlersek ;Kızımız Taylor ve arkadaşlarının yurt odasına ,yurt yönetimi
tarafından erkek karakterimiz Hunter’ın
yerleştirilmesi akabinde olaylar gelişir.Belki yayınevi de haklı,bunu mu
yazacaktı konu diye.Kitap Taylor’ın çemkirmeleri ve Hunter’ın akıllara ziyan cevapları ile
geçiyor.
Öncelikle çevirmenle ilgili sinir olduğum konu ile başlayım.İngilizceye
çeviri düzeyinde vakıf olmadığımdan yurtdışında yaşayan ve okuyan insanlara
sordum cevap veremediler :hangi İngilizce kelime “be” ve “ya” olarak çevirilir diye.Kitabın başında
kızın cümle sonlarına eklediği be ve ya kelimelerine o kadar takıldım ki o
kadar olur.İnsan daha karaktere en başından sinir olur mu ? Ben oldum
Hunter’a başından beri pislik demesini pek anlamadım yani o
kadar batan bir noktası yok derken LMFAO
ile dans edince beni o noktada kaybetti.
Sibel :
Bu şekilde anlatıma ben de sinir oluyorum.Tamam belki yazar
gençlerin günlük konuşma tarzlarını falan yansıtmaya çalışmış olabilir ama
çevirideki beeee ler ve yaaa lar gerçekten de irite ediyor insanı okurken. Bir
de çevride ‘salağa yatmak’ veya ‘yıkılıyor’ gibi kelimeleri okuyunca yok artık
dedim.Daha kitabın ilk başlarında 20-22 yaşında yakışıklı,taş gibi erkeklerin
LMFAO’da dans etmesi (hem de grup halinde senkronize olarak ıyyykkkkk) hele ki
moon walker yapması ile benim de o dakikada kitabı elimden atasım geldi =)
Gül :
Young adoult ama olsun hiç değilse Hunter zengin değil diye
düşünürken ,zengin çıktı .Zenginsen illaki manyak olmalısın ,Hunter bu
kategoride hakkını da verdi.Seks yaparken durdurma tuşu olarak kelime seçelim o
da var ,bilin bakayım ne ? Hayır dur değil.Bir de Hunter’ın ne demeye çalıştığını
anlayamadığım ve kitapta sık sık geçen “ Bu odayı beni sevdiğin ya da nefret
ettiğini kanıtladığın zaman terk edeceğim “ lafı var.Hala düşünüyorum ne kast
ettiğini kitabın sonunda haaaa diyoruz azıcık.
Sibel :
Yaşı küçükte olsa zengin ve arızalı erkek karakterin her
halükarda gideri vardır diye düşünmüş olmalı yazar =) Kız da e-book readerında
malum vampirli kitabı okuyordu ama belli ki bir önce okuduğu kitap Grey di her
halde ki çocuk durmamı istediğinde söyle dediğinde illaki güvenli kelime diye
tutturuyordu =p
Gül :
Vejeteryanlığını bir bayrak gibi taşıyan kızımız bir ara
kıymalı patatesten hayatının yemeği
olarak bahsettti ama b12 açısından yiyor
herhalde diye düşünmek istiyorum .
Sibel :
Ben de çocuğun yaptığı ilk muhteşem yemeğin menüsüne
takıldım.Kıymalı patates,nutellalı tost, krema dolgulu çilek.Tamam menüde
çocuğun suçu yoktu kız istedi bunları ama bunları hazırlamanın neresi zor ve
muhteşem ki?? Hele ki kızın nutellalı tostu çooook beğenmesine iyice şaşırıp,
Amerikalıların nutellalı tostu nasıl hazırladığını gerçekten çok merak
ettim.Haaa bir de çocuğun şık restoranda kuşkonmaz ve yanında fıstık ezmeli
çilek reçelli sandviç istemesi (neymiş ilk defa gittiği restoranda kötü
olamayacak tek şey bu yemek olurmuş )
bana Gözlerindeki Canavar kitabındaki salak kızın Jambonlu Burger
sipariş etmesini hatırlattı =p
Gül :
Tüm bunlara mı sinir oldun diyeceksiniz ,ama ikilinin ve
diğerler karakterler arasında geçen konuşmalar o kadar boş ve salakça ki insan
canlı canlı derisi yüzülüyor gibi hissediyor okurken, en azından ben öyle
hissettim.
Sibel :
Diğer bir akım olan ergen olmayan ergenlere o kadar alıştık
ki (ki onları da bir ergen bu kadar olgun ve mantıklı olamaz diye
eleştiriyoruz.Bizi memnun etmek gerçekten zor =) ) bu kitaptaki gibi aslında
yaşlarına özgü salaklıklar yapan karakterlere katlanamaz olduk. Kızın başlarda
anlamsızca gelen, sonrasında yaşadığı olay nedeniyle bu şekilde davrandığını
anladığımız tepkileri verirken ki halleri,çocuğun kıza göre nispeten daha
düzgün bir karakter olması ama bunun yeterli gelmemesi, belki yazarın anlatımı
belki de çeviriden kaynaklı olarak kitap sıradan, çok bilindik konulu,boş bir
ergen aşkı hikayesi olmuş bana göre.Bir de tavus kuşlu küpeler
kızların hayatının kurtulmasını nasıl sağladı o kısmı anlamadım ben. Beyzbol
sopası dese anlayacağım da küpe kısmında atladığım bir şey mi oldu
acaba.Anlayan biri varsa bana haber versin lütfen…
Yurtdışı Kapağı |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder