Evie Claremont üniversiteye başladığında, gördüğü kâbusların
biteceğini ummuştu. Ama bitmemişlerdi...
En garip durumlarda
bile mantıklı bir açıklama bulmaya çalışan Evie’nin hayatında, ikinci sınıf
öğrencisi Reed Wellington’la tanıştıktan sonra akla mantığa sığmayacak şeyler
olmaya başlamıştı. Reed’e karşı hissettiği anlamsız çekim de işleri iyice
karıştırıyordu. Çünkü Reed, Evie’ye hayatta başına gelip gelebilecek en korkunç
şeymiş gibi davranıyordu. Yine de ne zaman ihtiyacı olsa, hayatını kurtarmak
için Reed oradaydı…
Reed’in sakladığı sır
neydi? Evie’nin şüpheleri doğru muydu? Peki, rüyalarında gördüğü o karanlık
gelecek kaçınılmaz mıydı?
Gül :Edward bu kitapta adın neden Reed ?
Sibel : Bu kitabı okurken belli ki aklım başka yerlerdeymiş
o yüzden biraz petunyamla okumuşum sanki.Birçok detayı hatırlamıyorum =) Ama
genel olarak bittiğinde hımmm sıradan bir seri başlangıcı, devam kitaplarına
göre karar verilir bu kitaba dedim.
Gül
Genel olarak okunabilir bir kitap ,benim gibi mantık
hatalarına ve Reed ve Edward’ın benzerliğine takılmazsanız.
Sibel
Gül yukarda beni tarif etmiş sanki.Dediğim gibi çok dikkatli
okumadığımdan olsa gerek (yoksa zekiyim yaniii dikkatli okusaydım bende
yakalardım mantık hatalarını =p ) mantık hatalarına çok takılmadım ve
Alacakaranlığı sadece filmlerinden bildiğim için (evet evet okumadım kitapları)
iki kitap arasındaki benzerlikleri fark edemedim.O yüzden de çoook beğendim diyemeyeceğim okunabilir,
idare eder bir kitap oldu benim için.
Gül :
İlk önce söylemeliyim ki eğer kapakta kanatlar olmasa Reed’in
melek olduğunu düşünmezdim.Çünkü kitabın başında kızın gördüğü rüya böyle
düşünmeme sebep oldu, daha doğrusu
“Yaşam gücünü ortaya çıkar ve bir askeri,bir aşığı ve bir arkadaşı kaybet.Her zaman oradaydı.Her zaman orada.Gelmesine engel olamazsın.Durduramazsın”
diyen kehanet yüzünden.Sanki ruhlarla ilgili gibi gelmişti.Zaman bir çember ve sürekli aynı şeyler olacak gibi.Tabii bir de Russell’ın ruh eşi olması durumu var.
“Yaşam gücünü ortaya çıkar ve bir askeri,bir aşığı ve bir arkadaşı kaybet.Her zaman oradaydı.Her zaman orada.Gelmesine engel olamazsın.Durduramazsın”
diyen kehanet yüzünden.Sanki ruhlarla ilgili gibi gelmişti.Zaman bir çember ve sürekli aynı şeyler olacak gibi.Tabii bir de Russell’ın ruh eşi olması durumu var.
Ben hiç böyle şeyler düşünmedim =) Hatta Gül yazana kadar
kehaneti unutmuştum bile.Kitabı bir daha mı okusam acaba =p
Serinin Yurt Dışı Kapakları |
Gül :
Reed in ortaya çıkması ile kitabı şöyle okumaya başladım ,ben
bu kitabı nereden biliyorum ? ”Alacakaranlık” fırtınası henüz dünyayı
sarmamış,Türkiye’de küçük bir yayınevi tarafından basılmışken okumuştum ve kitaba bayılmıştım .Tamam parlayan vampir falan komik ama Edward o kadar mükemmeldi
ki kitabı hatmetmiştim neredeyse,filim olmasından sonra seriden soğudum o da
ayrı. İşte Kaçınılmazı okurken birden kafamda bir şimşek çaktı ve dedim ki “Edward ne arıyorsun bu kitapta ?”
Sibel :
Bakınız iki üst yorumum =)
Gül :
Kız yarı melek tamam ,Reed melek ona ne şüphe,Russell’ın ruh
eşi olması tek başına olabilir ama kızın melek olması ile azıcık çelişiyor
sanki.Şöyle ki eğer bir reenkarnasyon var ve sürekli ruh başka bedende ortaya
çıkması ile (bkz. Reed’in daha önceki
hayatlarınızda birlikte idiniz sen bu hayatta yarı melek olduğun için bir
sonraki yaşamında olmayacak demesi ) yine Reed’in dediği ruhun olduğu için sorguda günahlarından
arınıp cennete girebilirsini nasıl
bağdaştıracağız.Kız hangi yaşamının hesabını verecek ?Ya da diğer
insanlar.Ruhun Nirvanaya ulaşması ile tek Tanrılı inancı nasıl
toparlayacağız.Diyebilirsiniz ki yeryüzünde melekler var ,üreyemeyen
meleklerden biri bir insanı hamile bırakmış.Bunlara takılmadın da takıldığın bu
mu?Kitabın kendi mantığı ile uyuşmadığını düşünüyorum.
Sibel :
Ben gerçekten de bu kitabı yeniden okumalıyım.
Gül :
Evie’deki intihar etme eğilimi de komikti.Dur başın belaya
girmesin beni koruma öleyim,Russelle
ölmesin ben öleyim.Madem Seven-eleven de olay olacak sıkıldım gideyim
öleyim.Kızda kendini koruma refleksi sıfır .Bir de her adrenalin yükselmesinde bir melek özelliği
ortaya çıkıyor ya bu kız üniversiteye gelmeden önce kuvvetli bir adrenalin
patlaması yaşasa başlayacak mıydı bu değişim yoksa diğer faktörlerin mi ortaya
çıkması gerekiyordu ?
Sibel :
Hah buraya yazacak bir şey buldum.Kızda 18 yaşından sonra bu
özellikleri ortaya çıkmaya başlıyor. Yarı melek ya,ancak olgunlaşıp serpilmeye
başlıyor =)
Gül :
Kitabın sonunda şifa niyetine Russell ‘ın yarı melek olması
da oldukça saçma idi.Herkes kurtuldu derken kızın dayısının feda edilmesi kızın
hiç yaşlanmamasını açıklayacak kimse kalmamasını sağladı.Russell in Seven
–eleven olayı olmadan önce kabuslar görmeye başlaması içinde verilmiş bir cevap
yok .İçindeki melek mi uyanmaya başlamıştı ?
Bundan sonraki kitaplarda cevap bulacak soru herhalde kızın babası kim olacak .
Sibel :
Seni seçtim Pikaçu ,sen de yarı melek olacaksın kısmı evet
saçmaydı.Russell ruh ikizi olduğu için mi böyle yapabildi?Yoksa istediği
herkesi yarı melek yapabilir mi acaba?Öyle bir şey varsa bende şansımı denemek
isteyebilirim =p Birde şeye takıldım
(okurken bir ara dikkatimi topladım herhalde =p ) Kızın çevresindeki herkes
nerdeyse melek çıkıyor.Ama o ,hesapta her şeyden kızı koruyacak Reed hiçbirini
anlayamıyor.Nasıl iş bu?
Gül
Fredie hadi Reed ile aynı ortama girmiyor o yüzden onu
atladı diyecemde o iki kızı tanıyordu ve kızların Azrail meleği olduğunu
biliyorsa Evie neden söylemedi ?Hadi bilmiyordu diğer melek Zee evde iken kızlar
Reed in evine geldiğinde o niye anlamadı? ( Reed aşık olduğu için sersem şebelek geziyor diyelim)Tüm
sürgün melekler şak diye Evie nin ne olduğunu anlarken iki kız melek neden
anlamadı? Soruların ve mantık hatalarının ucu bucağı yok.Tüm bunlara rağmen neden mi orta şeker dedim? Kitap bir şekilde kendini okutuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder