A.J. Betts –Zac ve Mia
Hastanede olan Zac'in en son tahammül edebileceği şey
odasının yanına ona göre garip bir müzik zevki olan öfkeli ve inatçı birinin
yani Mia'nın gelmesidir. Gerçek hayatta Zac asla onunla arkadaş olmazdı. Ancak
hastanelerin kendi kuralları vardır ve burası başka bir dünyadır. Burada
iletişim için duvara bir tıkla başlayan ve hemşireler üzerinden notlarla devam
eden dostluk, ikisini de hiç beklemedikleri bir geleceğe götürür.
Gül
Aşk hikayesi değil bu kitap,hayat hikayesi .
Dikkat bu yazı sadece Zac ve Mia ile ilgili değil, Aynı
Yıldızın Altında kitabı ile ilgilide
spoiler içerir
Kitaba yapılan en büyük eleştiri sanırım çakma Aynı Yıldızın
Altında olduğu .Bence baş karakterlerin ikisinin de kanserli olması dışında çok benzer yanları
yok. Aynı Yıldızın Altında kanser soslu aşk romanı iken ,Zac ve Mia için aşk
soslu kanser kitabı diye biliriz.Ve açık olalım Aynı Yıldızın Altında da
sonunda Gus ölmese bu kadar popüler olur muydu? Sonunda birleşemeyen aşıklar
her zaman çok tutmuştur.
Baştan söylemem lazım sanırım kitaba karşı objektif değildim,olamazdımda.Ailesinden çok fazla kişiyi kanserden kaybetmiş biri olarak kitabın kanseri ve ona yakalanan insanların ruh durumunu çok güzel yansıttığını düşünüyorum
İki ayrı karakter üzerinde gidiyor hikaye Zac ve Mia
Zac Lösemi hastası ,olabildiğine uyumlu sakin ve bölümün göz bebeği iken Mia bir o kadar huysuz ve kavgacı ki Mai bölümün en şanslısı Osteosakrom.Kemik kanseri bölgesel yani şansı %90
Zac ın annesi ve ailesi ile ilişkileri mükemmel iken ,Mia nın elinde sadece annesi var ve onunlada ilişkisi pek iyi değil.Mia nın annesi ve annesi ile olan ilişkisi kitapta en sarkan yer sanırım.Çok fazla bilgimiz olmuyor,üstü kapalı geçiyor nedense.
Zac ve Mia birbirinden bu kadar uzak karakterler olmalarına reğmen ortak noktaları kanser.Zac uzun süredir kanserle boğuşurken Mia henüz "çaylak" .İkisi arasındaki hastanedeki ilişki sadece sözel,birbirleri sadece resimler üzerinden görüyorlar ,ama aralarında konuşmalar olabildiğince gerçek.Sansürsüz.
Zac hastahaneden çıkıyor sonunda ama hala kurallarla kontrollerle çevrili ,özgür olmak O'nun için henüz olabilecek birşey değil.Tüm bunlarla uğraşırken kapısında Mia yı buluyor.Kızgın,sinirli,yorgun bir Mia.İkisinin yüzyüze olduğu ,konuştuğu ama esas konu hakkında konuşmadıkları zamanlar.
Mia nın evi dönüşü ile başlayan yerlerde Mia yı daha iyi tanımaya başlıyoruz ama yazar Zac ın hayatını anlatırken ki kadar başarılı değil buralarda.Yine de Mia yı daha iyi anlıyoruz.Mia daki değişime şahit oluyoruz.
Baştan söylemem lazım sanırım kitaba karşı objektif değildim,olamazdımda.Ailesinden çok fazla kişiyi kanserden kaybetmiş biri olarak kitabın kanseri ve ona yakalanan insanların ruh durumunu çok güzel yansıttığını düşünüyorum
“Ben ise herkesin içinde en az cesur olandım .Ben bu savaşa adımı asla yazdırmamıştım .Aşağılık lösemi beni zorla askere almıştı. ( Zac )”
Zac Lösemi hastası ,olabildiğine uyumlu sakin ve bölümün göz bebeği iken Mia bir o kadar huysuz ve kavgacı ki Mai bölümün en şanslısı Osteosakrom.Kemik kanseri bölgesel yani şansı %90
Zac ın annesi ve ailesi ile ilişkileri mükemmel iken ,Mia nın elinde sadece annesi var ve onunlada ilişkisi pek iyi değil.Mia nın annesi ve annesi ile olan ilişkisi kitapta en sarkan yer sanırım.Çok fazla bilgimiz olmuyor,üstü kapalı geçiyor nedense.
Yurt Dışı Kapağı |
Zac ve Mia birbirinden bu kadar uzak karakterler olmalarına reğmen ortak noktaları kanser.Zac uzun süredir kanserle boğuşurken Mia henüz "çaylak" .İkisi arasındaki hastanedeki ilişki sadece sözel,birbirleri sadece resimler üzerinden görüyorlar ,ama aralarında konuşmalar olabildiğince gerçek.Sansürsüz.
Zac hastahaneden çıkıyor sonunda ama hala kurallarla kontrollerle çevrili ,özgür olmak O'nun için henüz olabilecek birşey değil.Tüm bunlarla uğraşırken kapısında Mia yı buluyor.Kızgın,sinirli,yorgun bir Mia.İkisinin yüzyüze olduğu ,konuştuğu ama esas konu hakkında konuşmadıkları zamanlar.
Mia nın evi dönüşü ile başlayan yerlerde Mia yı daha iyi tanımaya başlıyoruz ama yazar Zac ın hayatını anlatırken ki kadar başarılı değil buralarda.Yine de Mia yı daha iyi anlıyoruz.Mia daki değişime şahit oluyoruz.
“Kanserin insanı daha güçlü kıldığını söylüyorlardı.Ama
doğru değildi.Kanser zihinle alay ediyordu .Kaşıyamayacağın bir kaşıntıyı ve
incinmesi bitmeyen bir kalp veriyordu” (Mia)
“Getirdiği yıkımın yanında kanser bir bedene çalan sirenler
ve yanan ışıklarla birlikte uluyarak
gelmeliydi.Sinsice gelip birinin beynine
böyle kök salmasına,anılarının arasında gezmesine izin verilmemeliydi”(Zac)
Karakterlerin kanser olduğunu bilseydim kitaba başlamazdım sanırım ."Kanser" benim için epeyce hassas bir konu ,saçma sapan kitaplarda konu olarak kullanılmasına çok kızıyorum ".Daima Aşk " kitabı gibi örneğin.Kemoterapi görmüş birinin ne halde olduğunu ,nelerden kaçınması gerektiği bildiğim için kızın libidosunun tavşanlar gibi olması dalga geçer gibiydi.Bu kitap olabildiğince gerçek ve olabildiğince hassas davranmış bu konuda sadece bu bile kitabı sevmeme yeterli sanırım.
“Sıradan bir dünyada ‘hasta’ nezle anlamına gelirdi.Baş ağrısı.Boğaz ağrısı.Şikayet: ' Bıktım usandım ,bu kız beni hasta ediyor '.Ama bizim dünyamızda başka bir şeydi.” (Mia)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder