J.M Darhower – Sempre
Bu fedakârlığın, ölümün, aşkın ve özgürlüğün öyküsü. Bu
sonsuzluğun öyküsü. Haven Antonelli ve Carmine DeMarco birbirinden çok farklı
bir şekilde yetişmiştir. Haven bir köle olarak, çölün ortasında herkesten
uzakta, her gün çalışarak ve tacize uğrayarak büyümüştür. Carmine ise zengin
bir mafya ailesine, bir oğlan çocuğu olarak doğmuş ve bolluk içinde büyümüştür.
Fakat bir gün hayatları çakışır. Bir dizi sır ve yalanla boğuşurken, ikisi de
görünüşte birbirlerinden farklı olsalar da aslında birbirlerine
düşündüklerinden daha çok benzediklerini öğrenirler. Kaosla dolu ve para ile
güç tarafından yönetilen bir dünyada Haven ve Carmine özgürlüklerine kavuşmak
için savaş verecekler. Cinayet ve ihanetin olağan olduğu bu hayatta hiçbir şey
bedava değildi, özellikle de özgürlükleri. Fakat geçmişlerinden kaçabilecekler
miydi? En önemlisi ise, özgürlük ne demekti?
Sibel
Herkes ikinci şansı hak eder ;)
Orta şekere yakın |
Gül
Bazılarına göre etmez
Sibel
Yazarın ilk serisi ile ilgili yorumlarımızı blogumuzu takip
edenler bilir.Hiç beğenmediğimiz bir serinin yazarının 2. Serisini neden okumak
istediğimin sebebinin benim açımdan tek açıklaması olarak Georgia Cates
diyebilirim.Yazarın ilk serisinden nefret edip ikinci serisini (gerçi daha
sadece ilk kitabı Kaçınılmaz Günahı okudum) sevince J.M. Darhover’a da bu şansı
vermek istedim =P O yüzden de kitabı aldım ve okumaya başladım.Öncelikle
kitabın arka kapak özetinden nedense yaşı daha büyük karakterle karşılaşacağımı
düşünürken 17 yaşında ergenleri okuyunca (öyle olgun ergenlerden değil ama tam
yaşlarının davranışlarını,triplerini, atarlarını,bunalımlarını yapan ergenler
hem de =D ) önce bir haydaaa oldum ki ilerleyen sayfalarda alışınca
rahatsızlığım geçti neyseki.Ve yazara karşı önyargımı yenince de okumak daha bir
normal hale geldi.Kitap 508 sayfa ve yazı font büyüklüğü de oldukça küçük.Böyle
olunca da oldukça uzun bir hikaye bekliyor sizi.Kimi yerde hadi artık tempo
hızlansın dedim ancak genel olarak sıkılmadan okuyup bitirdiğim bir kitap oldu
Sempre. Kurguda aklıma takılan,hadi canım dediğim bazı şeyler elbette vardı
(kızın araba kullanması, lise denklik GED sınavı olayı vs vs gibi) ama genele
bakıldığında bunların sayısı oldukça az olduğundan çok da takılmadım.
Her ne kadar yazara ikinci bir şans vermiş olsam da tümüyle Polyanna olmadığımdan serinin devam kitabıyla ilgili yüksek beklentilerim yok.Ama çıktığında alır okurum elbette.
Hikayenin başından sonuna kadar kendimce düzeltme yapmadan,ne diyor bu şimdi diye anlamaya çalışmadan okuyabildiğime göre çevirisi içinde gayet iyiydi diyebilirim.
Hikayenin başından sonuna kadar kendimce düzeltme yapmadan,ne diyor bu şimdi diye anlamaya çalışmadan okuyabildiğime göre çevirisi içinde gayet iyiydi diyebilirim.
Bu arada hikayede en çok ilgimi çeken ve beğendiğim karakter
Corrado Moretti oldu ki bir ara yazar keşke baş karakterin Corrado olduğu bir
kitap yazsaymış dedim veeee araştırdığımda bir de ne göreyim =D Corrado ve
Celia’nın baş karakter olduğu bir novella yazmış yazar (Made,# Sempre 0.4).
Umarım Yabancı Yayınları bu novellayı da çıkartır Türkiye’de.Gerçi bu
novella 2016 da yazılmış ve ne yazık ki yazarın daha sonraki senelerde yazdığı kitabı ( bkz.Gözlerindeki Canavar =P ) sevmediğime göre Corrado’nun hikayesini
nasıl yazdı acaba diye durup bir düşündüm şimdi =D
Gül
Valla Sibel gibi uzun uzun yazmayacağım kısaca;
beğenmedim.Mantık hataları ,olmayan olaylar ,bir şey olsun diye bekledik durduk
kitap boyunca ,gereksiz uzun ,çok gereksiz uzun .Karikatür gibi karakterler vs
vs işte kısa öz beğenmedim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder