Lauren Rowe-Saplantı
İstediği her şeyi elde etmeye alışkın olan zengin işadamı
Jonas Faraday, özel bir kulübe yapılan
başvuruları değerlendirmekle görevli
kayıt asistanından isimsiz bir not alınca, onu bulmayı ve ona hayatında
hiç tatmadığı maceralar yaşatmayı takıntı hâline getirir.
Masum bir merakla başlayan bu keşif hızla karşı konulamaz
bir tutku ve saplantıya dönüşür.
Muhteşem bir kurgu; kesinlikle sürükleyici; tutku, hüzün ve
mizahın kusursuz karışımı… Elinizden düşüremeyeceğiniz bir kitap!
The Romance
Cover
Gül
Kesinlikle sıradan erotik bir romanın çok ötesinde.
Sibel
Kapak, arka sayfa özeti hepsi bu kitap için çok ama çok
zayıf kalmış. Ummadık taş baş yardı.
Gül
Bu kitabı Goodreads te kim erotik –BDSM diye kodlamışsa
sanırım kafası falan güzelmiş.Alakası
yok , kitabın konusu okuduğumda "almalıyım bunu" dediğim kitaplardan ki
GR deki kodlamaya rağmen. Evet bir kulüp var ( kitabın başındaki kulüpten
bahsediyorum kitabın sonundaki kulübe bende üye olmak istiyorum ) ama bu hikayenin
girişine yardımcı olmak için var .
Ve Jonas Faraday var bu kitapta ,tapılası ,sevilip
kucaklanası ,aşkını Platon’la açıklamaya çalışan bir adam ."Bazı" kitaplardaki
gibi yazarın ben böyle kitaplar yazıyorum ama aslında çok bilgiliyim açıklaması gibi durmayan felsefi bir yanı var
kitabın , Jonas Faraday le cidden o kadar uyumlu ki , kitapla o kadar uyumlu ki
batmıyor ,irite etmiyor.
Ve bir de Sarah Cruz var akıllı bir hukuk öğrencisi ,zeki ,komik ,çekici,düşünceli vs vs Kabul
edelim erotik kitaplardan genellikle salak kızlara alışkınız.
Kitap her " şimdi
klişeye düşecek " dediğim yerde klişeden sıyrıldı .İlk otuz sayfanın
sonunda sadece Jonas ve Sarah’ın
yazışmalarını okuduğumda "Bu noktadan sonra kitap batsa bile bu yazışmalar
şerefine orta şeker veririm ben bu kitaba " demiştim . Sağ olsun batırmadı
yazar.
Offf burada spoliersiz anlatmak için ölüyorum .Evet erotik
bir roman ama spolier verilebilecek yeri var Valla konu da var .. Uzun uzun
anlatmak istemiyorum kitabı ,gidin okuyun daha fazla konuşturmayın.
Kitaba mutlaka okunmalı vermeme sebebim +18 sahneler yoksa kitap türü sevenler için " mutlaka okun malı" ,bir de yaşı büyükler tarafından =)
Kitaba mutlaka okunmalı vermeme sebebim +18 sahneler yoksa kitap türü sevenler için " mutlaka okun malı" ,bir de yaşı büyükler tarafından =)
Sibel
Daha önce hiç dikkatimi çekmeyen bir yayınevinden
(genellikle Türk yazarların kitaplarını bastıklarından olsa gerek) çıkan Saplantı'nın
değil tanıtımını bahsini bile duymamıştım .O yüzden yeni çıkan kitaplar
listesinde gördüğümde bu ne ki demiş olabilirim.Yazarı ve kitabı GR’de
incelediğimde ise oldukça yüksek gözüken puanı dikkatimi çekti.Ama GR deki
yüksek puanlarda bildiğiniz gibi son dönemlerde oldukça yanıltıcı oluyor. Neyse
sonuç itibariyle elbette ki alınıp,okunmak için sıraya girdi. Gül’ün " Saplantıya
başladım ve çabuk elindeki kitabı bitirip buna başla" mesajından sonra ise bir
anda sıranın başına yükseldi =)
Öncelikle Gül’ün de bahsettiği gibi kitabın BDSM ile alakası
yok.Evet oldukça erotik sahneler var ama bu sizi sıkmayan, bitse de gitsek
dedirtecek kadar sık olmayan hatta kimi yerde gülmenize neden olan şekilde
anlatıldığı için rahatsızlık vermiyor insana.Hatta bağğzı kitaplardaki gibi
(bkz Havada,Karada serisi ) kadınların on-off düğmesinin olmadığı gerçeğiyle
yazıldığından ,insana bu tür sahneleri okurken kendini tuhaf da hissettirmiyor
=p
Jonas ve Sarah’yı Gül oldukça güzel anlattığından bende
yeniden yazmak istemiyorum ama bu tür kitaplarda alışkın olduğumuz türde salak
kadın karakter görmemek çok mutlu etti beni.Ve elbette Jonas =) Acılı bir geçmişi olan,sekse düşkün CEO.Bu
şekilde söyleyince ıyyggg yine mi oldunuz değil mi?Olmayın,Jonas evet böyle bir
adam ama yazar ona öylesine kişilik özellikleri vermiş ki yaptıklarıyla,
söyledikleriyle insanın sarılıp bırakmak istememesine neden oluyor.Ve tabi
‘’amacını’’ bütün erkekler benimsese
bence hiç fena olmaz hani =p
Sonuç itibariyle ilk sayfasından itibaren kendinizi
kaptırdığınız,sıkılmadan,beğenerek okunan bir kitap oldu Saplantı benim
için.Serinin devamı heyecanla beklenmeye başladı bile.
Ve kitabın çevirmeni Nesligül Alptekin’e böylesine güzel
çeviri yapıp,hikayenin akıcılığını bozmadığı için ayrıca teşekkürler.
Gül
Kitapta geçen iki şarkıyı ikimizde çok beğendik ,biri pek Muse hayranı olmasam da bir Muse şarkısı Madness ( delilik ya da çılgınlık diyebiliriz) ki sözleri kitapla çok güzel uyuyor ,ikincisi Far grubundan bir 80 ler coverı Pony
Gül
Kitapta geçen iki şarkıyı ikimizde çok beğendik ,biri pek Muse hayranı olmasam da bir Muse şarkısı Madness ( delilik ya da çılgınlık diyebiliriz) ki sözleri kitapla çok güzel uyuyor ,ikincisi Far grubundan bir 80 ler coverı Pony
Kitap bittiğinde ben |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder