Marissa Meyer-Cress
Daha ufacık bir kız çocuğuyken, cadı onu ne kapısı ne de
merdiveni olan bir uzay uydusuna hapsetti. Gelecekte bile, Kuleye Hapsedilen
Genç Kızlar Var...
Cress, Cinder'ı Kraliçe Levana'nın hain planlarından
haberdar etmek için her şeyi göze almıştı. Ancak ufak bir sorunu vardı.
Çocukluğundan beri, hapsedildiği bir uyduda yaşıyordu ve ona eşlik eden tek şey
internet bağlantılı ekranlardı. Elinde yalnızca bu ekranlar olunca, Cress'in de
efsanevi bir hackera dönüşmesi kaçınılmazdı.
Bütün Dünya; Cinder, Kaptan Thorne, Scarlet ve Wolf'un
peşindeydi. Onlar ise Levana'nın planlarını altüst etmek için Cress'i esir
tutulduğu uydudan kurtarmaya ant içmişti. Ancak bir şeyler ters gitti ve ekip
üyeleri uzayın ortasında birbirlerini kaybetti. Kraliçe Levana ise hiçbir şeyin
İmparator Kai ile düğününü engellemesine izin vermemeye, dolayısıyla Cinder'ın
peşini bırakmamaya kararlıydı.
Cress, Scarlet ve Cinder, Dünya'yı kurtarmaya gönüllü
olmamıştı. Yine de Dünya'nın tek umudu Cress, Scarlet ve Cinder'dı.
(Tanıtım Bülteninden)
Gül
Bir masal nasıl daha
güzel hale gelir.Girl Power .
Sibel
Seri hızını ve kalitesini bozmadan devam ediyor.Yine bir
çırpıda okundu bitti.
Spolierrrrr
Gül
Serinin başından beri okunmadan bu kitap okunmaz.Seri kitapları bir bitiş sergilemiyor.Aksiyonu bir önceki kitaba göre
daha az olsa da heyecanla okudum bitirdim. Son kitap ( sanırım ) Winter yurtdışında Kasım'da yayınlanacak Artemis buçukların çevrileceğini söyledi onu bekliyoruz.
Sibel
Evet kitabın adı Cress ve yeni bir karakter ama ilk iki
kitaptaki tüm karakterlerle konu devam ettiği için mutlaka sırasıyla okumak
gerekiyor.
Orjinal kapak |
Gül
İkinci kitabın sonunda aynı gemide buluşan ekibimizin ,Cress'e doğru yol alacakları aşağı yukarı belliydi.Cress 'in( her ne kadar bir arkadaşımız
pekte güçlü bulmasa da) gücünün
teknoloji olduğu bir gerçek, öyle atlayıp zıplayamasa da ,Cinder ve
arkadaşlarının Dünya ve Ay güçlerinden korunmasının sebebinin O olduğunu
öğreniyoruz.
Sibel
Bedensel olarak güçlü değil de zihinsel (7 sene tek başına
kalmış,delirmemiş) ve zekasal olarak güçlü diyerek anlaşalım mı =)
Gül
Kitabın başlarındaki olayla üç gruba ( gerçi İmparator
Kai <3 yide sayarsak 4 ) ayrılan
ekibin farklı yollarda süren maceralarını okumak bazılarını zorlayabilecek olsa
da ,ben çok sevdim.
Cress ve Kaptan Thorne ; Cress 'in kör kütük aşıklığını
dengelemek için sanırım kaptan kitabın başında kör kalıyor.Uzun süredir
sadece ekranlardan gördüğü dünyayı
algılarken Thorne un gözleri olmaya çalışması ve bu kadar aklı başında olması
,Cress'i sevmeme sebep oldu.Thorne başından beri bana Han Solo'yu hatırlatıyor
zaten .
Scarlett ve Wolf; Ne bahtsız aşıklarsınız siz ,Wolf sen
nasıl hayvan gibi seviyormuşsun .
Cinder ve Kai; Eski prens yeni İmparator Kai <3 sonunda
grubumuza dahil oluyor,umarım daha çok okuruz kendisini.
Sibel
Thorne’un kör olması Türk filmlerini hatırlattı bana,Gül
kadar ince düşünemedim doğrusu.
Wolf da bana eşimmmm,kadınımmmm diye kendini paralayan Gece
Avcıları vs serilerini hatırlattı.O yüzden ayrı bir sevmiş olabilirim Wolf’u =)
Kai ise Gül’den korkuma bir şey hatırlatmadı =p
Gül
Bu yazarın en sevdiğim yanı bu kadar bilindik bir
hikayeyi hem orjinaline uygun bir o
kadar da orjinalinden uzak yazması.Yan gelip yatan prensesler değil koşup
atlayan kendi kendini kurtaramaya çalışan prensesler ,bayan karakterler
yazmasını seviyorum.Biraz da insaflı olsa kahramanlarına karşı.
Sibel
Bence bu seriyi özetleyen cümleyi Gül çok güzel açıklamış ;
‘Bu kadar bilindik bir hikayeyi hem
orjinaline uygun bir o kadar da orjinalinden uzak yazması.’ Ve bunu yaparken de
sürükleyici bir kurguyu akıcı bir dil ile size sunuyor.Sonuçta
sıkılmadan,zevkle okunan bir seri olmuş.Gül 'ün Prens Kai si =) |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder