Laini Taylor-Hayalci
Yetim kütüphaneci Lazlo Strange’in en büyük korkusu,
hayallerine ulaşamamaktı. Gizemli kayıp şehir Hıçkırık, beş yaşından beri
Lazlo’nun düşlerini süslüyordu ama dünyayı gezip kayıp şehri bulabilmek için
çok daha cesur ve bilgili olması gerekiyordu. Ancak beklenmedik bir fırsat
doğdu ve Lazlo’nun yolu, Tanrıkatili denen ve efsanevi savaşçıları ile birlikte
çıkagelen kahramanla kesişti. Hayalcinin bir karar vermesi gerekiyordu. Ya bu
fırsata tutunacak ya da düşlerine sonsuza dek veda edecekti. Hıçkırık’ta iki
yüz yıl önce neler yaşanmıştı da gizemli şehir, dünyanın geri kalanından
kopmuştu? Tanrıkatili, hangi tanrıyı katletmişti? Ve çözmeye çalıştığı büyük
sorun neydi? Hepsinin cevabı Hıçkırık’ta yatıyordu. Ancak daha da büyük
sırlarla birlikte. Lazlo’nun rüyalarına giren mavi tenli tanrıça da kayıp
şehirdeydi. Lazlo, varlığından bile emin olmadığı bir kızı rüyalarında nasıl
görebiliyordu? Ve bütün tanrılar öldüyse, kız neden bu kadar gerçek
görünüyordu?
“En büyük, en cesur, en büyüleyici hayali buydu. Dünyanın
öbür ucuna gidip gizemi kendisi çözmek istiyordu. Elbette böyle bir şey
imkânsızdı. İyi de imkânsızlık hayalcinin hayal kurmasına engel miydi?
Gül
Ne güzel kitaptı .
Sibel
Vallahi çok güzeldi.
Gül
Artemis ten seri başlamama yeminim olsa da Laini yine
Artemis ten çıkarınca yeni kitabını mecbur aldık. Ne kadar küfretsem de çok
güzel çevirmiş ve redakte etmiş. Kitap bildiğin su gibi akıyor. O kadar güzel
yazılmış ki neredeyse epik bir dili var.
Çok dikkatli okudum kitabı ,hatta kitaba bir yerde ara verip
durup ,Duman ve Kemiğin Kızının son kitabını bir kısmını tekrar okudum .Acaba
bir yerde birleşecek mi dünya diye. Karou’nun saçları mavi , Sarai’ın teni
mavi. ( Allah ım en sevmediğim kadın karakterinin ismi olmak zorunda mıydı?)
Başka bir şey bulamadım .Siz bulduysanız yazın please. Lazlo,Lazlo,Lazlo .Laini
aşık olunacak erkek karakterler yazıyor.
Serinin ikinci kitabı 2018 yılının ocak ayında
yayınlanmış.Üçüncü kitaptan bahis yok .Artemis ne zaman yayınlar belli olmaz.Çok
çok çok güzel kitap alın okuyun ki Artemis bir an önce ikinci kitabı çıkarsın.
Sibel
Artemis ve seri kelimeleri yan yana gelince resmen tüylerim
diken diken oluyor. O yüzden ben de pek niyetli değildim başlamaya. Ama merak
işte baştan birkaç sayfa okuyayım bakayım nasılmış sonra bırakırım dememe
rağmen elimden resmen bırakamadım. Uzun zamandır orijinalinden okuyup
karşılaştırma şansım olmadığı için çeviriler konusunda (çoook kötüler hariç)
artık yorum yazmıyorum. Ama bu kitapta yazmadan edemeyeceğim. Ben de çok
beğendim çeviriyi. Tam Gül’ün dediği gibi kelimeler su gibi akıyor, sayfayı
nasıl çevirdiğinizi anlamıyorsunuz. Hikayede güzel, hayal gücü de sınırsız
olunca kitap sizi alıp götürüyor resmen. Gerçekten alın okuyun ki Artemis çabuk
çıkartsın devamını diyeceğim ama konu Artemis olunca bir işe yarayacağını
düşünmüyorum.
Kurguda beni rahatsız eden tek şey kızın teninin mavi
olmasıydı. Aklıma sürekli Avatar’da ki kız geldi ki o kız ile hikayedeki kızı
bağdaştıramadığım için oldu bu rahatsızlık. Keşke farklı renk yazsaydı yazar =D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder