Rainbow Rowell-Asla Vazgeçme
Simon sadece eğlenmek ve Watford Sihirbazlık Okulu’ndaki son senesinin keyfini çıkarmak istemesine rağmen kimse ona rahat vermemektedir. Kız arkadaşı onu terk eder, en yakın arkadaşı yakasından düşmez, akıl hocasıysa onu güvende olabileceği bir dağa yollamak niyetindedir. Simon, oda arkadaşı ve çok uzun zamandır başdüşmanı olan Baz’ın ortalıkta görünmemesinin keyfini bile süremez çünkü yine hangi kötülüğün peşinde olduğunu düşünmekten kendini alamamaktadır. Ayrıca ortalığı hayaletler basmıştır. Ve vampirler. Simon’ı yok etmeye çalışan gerçek kötü yaratıklar. Gelmiş geçmiş en güçlü büyücü de olsanız bir an bile rahatlayıp hayatın tadını çıkaramazsınız.
Bir hayalet hikâyesi, aşk masalı ve polisiye roman olan Asla
Vazgeçme’de bir Rainbow Rowell öyküsünden bekleyebileceğiniz kadar çok öpüşme ve
konuşma var… ama hepsinden çok da canavarlar.
“Karakterize edilemeyen, varoluş stresiyle uğraşan, kayıplar
yaşayan ve akılları karışan gençler hakkında bağımlılık yapıcı, romantik bir
öykü.”
Time
“Asla Vazgeçme bir
zafer. Heyecanlı ve seksi, komik ve şoke edici, içinizi sızlatıyor ve gerçekten
büyülü. Bana güvenin, daha önce hiç böyle bir büyücülük okulu görmediniz.”
Lev Grossman, The New York Times çoksatanı Büyücüler
serisinin yazarı
“Cesur ve komik… Bu
fantastik öykü, büyücülük okulu temasına harika bir katkı.”
People
“Komik, zekice
diyaloglar; çalkantılı, tatlı ve seksi bir aşk hikâyesi… Rowell’dan dört
dörtlük bir kitap… elinizden bırakamayacaksınız.”
Publishers Weekly
“Asla Vazgeçme
yıllardır beklediğimi bile bilmediğim fantastik romanmış… Rowell’ın gizem ve
büyü dolu kitabı şimdiye kadar okuduğum en çekici aşk hikâyesi.”
Julie Beck, The Atlantic
“Kitap sapasağlam bir
dünyaya sahip, tatlı ve gerçekçi romantizmle dolu, üstelik tatmin edici bir
sonla bitiyor. Asla Vazgeçme gerçekten keyif veren bir deneyim. Bu kitabı aşk
öyküsü ve sihir hayranlarına hediye edin.”
School Library Journal
Gül
Evet güzel ama ..
orta şekere yakın |
Sibel
Yok yavvv ben pek sevmedim.
yazar hatırına |
Gül
Kitap güzel mi güzel,yazarın alışkın olduğumuz tarzının
dışında .Ve kabul etmek gerekirse kitabı şöyle okudum “ Yaw sanki ikinci kitap
gibi” Yazar sanki biz olayları ( önceden olanları ) biliyoruz tarzında
yazmış.Ve yine itiraf etmem gerekirse “yaw Harry Potter ı çok mu andırıyor”
duygusu ile de okudum( kitaplarını değil ama filimleri )
Final kısmına kadar ,finalde yazar oldukça değişik bir bakışla
yaklaşmış kabul etmek gerekirse hatta biraz felsefik bir yanı bile var.Ama en
en sonda teşekkür yazısından da sonra yazarın bir açıklaması var ki “Yaaaaaa” diye
bağırmış olabilirim.Spoiler falan değil ve bence keşke yazar bu notu başa
yazsaydı bende kitabı tüm bu kafa karışıklığı
ve şüphe ile okumasaydım .Yazarın “Fangirl” kitabında kızın fanı olduğu
kitaptaki karakterler bu kitaptaki karakterler.Yazarımızın canı çekmiş onların
kitabını yazmış.Benden yazar nasihat “Evet güzel yazmışsın ama sen kendi
türünden ayrılma please”
Not:Önce gidip Fangirl kitabını okuyun ,benim canım çekti bunu okuduktan gidip onu okudum ve yine bayıldım
Sibel
Gül bana kitabın kimler hakkında olduğunu baştan söylediği
için ben o tanıdıklık hissini yaşamadım. Hoş söylemese hatırlar mıydım
bilmemmmm =p Bunun dışında yazarın tarzını ve önceki kitaplarını sevmesem
sanırım bu kitabı biraz okuduktan sonra kenara bırakırdım. Kötü olduğundan
falan değil de cıkssss benim tarzım bu değil. Harry Potter’ı mı andırıyor demek
çok hafif kalmış bence. Zira hikaye baya baya HP fanfiction u. Fangirl
kitabında yazar bu kitabın fanı olan bir kızı konu almıştı ya hani, heh yazarda
HP nin fangirllüğünü yapmış bence. Ben de Gül’e son cümlesinde katılıyorum
‘yazarcım lütfen kendi türünden ayrılma’.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder