Elizabeth Craft,Shea Olsen – Çiçek
Katie Cotugno – 99 Gün
Lisa Kleypas – Suya Yazılan Hayaller
Friday Harbor Serisi 3
Elizabeth Craft,Shea Olsen – Çiçek
BİR PLANI VARDI.
SONRA ONUNLA TANIŞTI.
“Cuma gecesi, Charlotte.
Benimle çık.”
Hayır demem için milyonlarca neden vardı.
Annemin geçmişi.
Ablamın şimdiki hali. Geleceğim.
“Bir randevu,”
dedi alçak ve âdeta hipnotize edici bir sesle.
“Evet de. Kaybedecek neyin var?”
Her şeyim, diye düşündüm.
HEP İSTEDİĞİM ŞEYLER:
Derslerde en yüksek notları almak.
Büyükannemi gururlandırmak.
En önemlisi, ailemin başaramadığını başarmak: Stanford Üniversitesi erken kabul
mektubu.
Erkekler, aşk ve seksle kafayı bozan annem ve ablam geleceklerini, ne
istediklerini unuttular. Ve sonunda her şeylerini kaybettiler.
Ben bir erkeğin dikkatimi dağıtmasına asla izin vermeyeceğim. Bu konuda kendime
söz verdim.
Tabii bu, Tate’ten önceydi.
Gezegenin en büyük pop yıldızı bana ilgi
göstermeden önce.
Özel uçaklar, gizli buluşmalar ve yalnızca bana yazılmış şarkı sözlerinden
önce.
Hakkında bilmediğim pek çok şey var: Müziği neden bıraktığı gibi. Birlikte
değilken nereye gittiği gibi. Karanlık geçmişinde ne sakladığı gibi. Fakat
öpüştüğümüzde gelecek çok uzaklarda görünüyor. Ve şimdi ne istediğimden
emin değilim.
Sibel
Kitabın konusu klişe olsa da sevdiğim için çok da şaapmamak
lazım diyerek başladım okumaya. Oldukça da güzel bir başlangıç yaptı hatta bir
ara Pegasus’un çıkarttığı YA lar genelde güzel oluyor diye de aklımdan geçirdim.Fakattttt
bir süre sonra 18 sene boyunca kendini kasan kızımızın bir anda kendini
koyvermesi sonucu kitap resmen sapıttı.O aklı başında kız gitti yerine dengesiz
bir şey geldi. Tüm hikaye boyunca oğlanla kızın kaç kere ayrılıp barıştıklarını
inanın sayamadım.Bu kadar kısa süre içinde bu kadar çok ayrılıp barışarak rekor
kırmış olabilirler.Hayır kitabı iki yazar birlikte yazmış.Bir ara dedim bu iki
yazar karakterler birlikte olsun mu olmasın mı diye karar veremediler her
halde.
Katie Cotugno – 99 Gün
1. Gün:
Star Lake’e
döndüğüm akşam, Julia Donnelly evime yumurta atınca kimsenin olanları
unutmadığını anladım: Patrick’le ilişkimi, ağabeyiyle aramızda geçenlerden
sonra nasıl berbat ettiğimi. Tüm aileye nasıl zarar verdiğimi. Şimdi yaz
boyunca evde hapis hayatı sürdürmeliyim. 99 gün sonra cezam bitecek ve
üniversite için buradan ayrılacağım.
4. Gün:
Arabamın camına iliştirilen ve hiç de hoş olmayan not, Julia’nın olanları hâlâ
atlatamadığını gösteriyordu. Bir el omzuma dokunduğunda kavga etmeye hazır bir
şekilde arkamı döndüm. Gabe’di. Okuldan eve dönüyordu ve beni gördüğüne
sevinmiş gibiydi. “Molly Barlow, ne yaşanmış olursa olsun, dönmene gerçekten
çok sevindim.”
12. Gün:
Gabe beni partiye davet etti. Oldukça keyifli vakit geçiriyordum, beni öpmek
üzereydi. İşte o an Patrick’i gördüm. Burada karşılaşmayı hiç beklemediğim ve
beni asla affetmeyecek Patrick’i.
Sibel
Bu yazarın Beni
Yine Sev kitabında da iki erkek arasında kalan kız kurgusu vardı bunda da aynı
olay var. Gerçi diğer kitabın kurgusu bunun yanında bin kat daha iyiydi sanırım
ki onu da ahım şahım beğenmemiştim. Ama bu kitapta yazar kendini aşmış.Tamam
iki erkek arasında kalınsın ama bu kadar salak bir kız karakter olunca o arada
kalma öyle saçma bir şeye dönüşmüş ki okurken kızı tekme tokat dövüp yazara da
bir güzel saydırasınız geliyor.Kızın arkadaşı bile ‘ne yapıyorsun ki sen’
gibisinden şeyler söylüyor ki kız kendisine de soruyor aynı soruyu.İşe yarıyor
mu peki elbette ki hayır.Aynı şuursuzluk tüm kitap boyunca devam ediyor ne
yazık ki.Siz de acı çeke çeke okuyorsunuz (işin ilginci okuyorsunuz da yarım
bırakamayıp =D )
Gerçi ben daha
100.sayfada falan Kings of Leon’a aptal dediği anda biletini kesmiştim kızın =D
Agustos Böceği Gül
Sayfa hazırlandıktan sonra kitabı okuyup gelip burada korsan yayın yapmaya karar verdim.Yalan Rüzgarı ( pembe diziydi 90 larda genç olanlar bilir ) sayesinde iki erkek kardeş arasında kalan bir kadının neler yapabileceğini ziyadesi ile öğrenmiştik.Bu da iki erkek kardeş arasında kalan ergen kız.Salak olanında (en fenası) o yüzden ne yaptığını ne düşündüğünü anlamıyorsunuz . Sinirleniyorsunuz .
King Of Leon şarkılarına aptal demem ama çok rahat copy-paste şarkılar derim ben =P
Sibel Edit : Kimden copy-paste yapmışlar bak çok merak ettim :D
Kings Of Leon'u merak edenler için tık tık
Lisa Kleypas – Suya Yazılan Hayaller
Friday Harbor Serisi 3
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ve gerçek aşkın küçük
bir umut ışığı olduğu Friday Limanı dünyasına hoş geldiniz…
Friday Limanı’nı evi olarak gören üç Nolan kardeşten biri olan Alex Nolan da
diğerleri kadar karamsar ve alaycıdır. İçki şişesinin yardımıyla içindeki
şeytanlarla savaşmakla ve kendi cehenneminde yaşamakla meşguldür. Sonra bir gün
karşısına bir hayalet çıkar. Onu sadece Alex görebilmektedir. En sonunda aklını
mı kaçırmaya başlamıştır?
Zoë Hoffman doğuştan romantiktir. Yakışıklı Alex Nolan’la tanıştığında, bütün
içgüdüleri ona kaçmasını söyler. Alex bile ona kaçmasını söyler. Ama Zoë bir
şekilde, geçmişin hayaletlerinin kırık bir ruhta yeniden nefes alabileceğine,
dahası aşkın boyutların ve mantığın ötesine ulaşabileceğine Alex’i
inandıracaktır…
Zorla Okunura Yakın |
Sibel
Şu seri bitse de yayın evi Lisa Kleypas’ın historicallerini
çıkartmaya devam etse.Zira bu kitap da seride kendinden önceki iki kitap gibi
hayal kırıklığıydı benim için.Gerçi diğer ikisine göre bir nebze daha iyi
derdim ama kurgudaki bana göre oldukça anlamsız gelen şu hayalet olayı yüzünden
onu da diyemiyorum. Diğer kitapta hayalet olayı bu kadar yoğunlukta değildi ama
o zamanda karakterlerin mesleklerinin detaylarına boğmuştu bizi yazar.Bu
seferde yan hikaye gibi hayalet konusu vardı. Normal aşk hikayesi kurgusunda
anlatacak çok fazla şey bulamayıp anlamsızca yan olaylarla veya gereksiz
detaylarla dolduruyor gibi geliyor bana yazar. Bu kitapla hayalet olayı
nihayete erdiğine göre, serinin son
kitabında yazarın illakiiii mistik bir şeyler ekleme takıntısına bakarak,
Justine’in hikayesini cadılık, büyüler vs gibi şeyler ile şişireceğini
düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder