Cathy Maxwell-Geç Kalmış Aşk
Rita Hunter-Güz Fırtınası
Julianne Donaldson-Bir Asi Yürek
Cathy Maxwell-Geç Kalmış Aşk
Soylu bir aileden gelen Mallory Edwards hiç tanımadığı
biriyle ailesinin iyiliği için evlenmek zorunda kalır ama yakışıklı genç adam
onu gerdek gecesinde terk eder. Aradan yıllar geçer ve kocasının borçları
yüzünden hapse girme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Mallory, John Barron
denen hainin peşine düşüp onu bulur.
John, Londra’nın nezih ortamlarını birbirine katan bu ateşli kadından çok
hoşlanmıştır. Mallory’nin, gerçekten de babasının zoruyla evlendiği o taşra
hanımefendisi olduğuna inanamasa da güzel kadın hayatına tekrar girmişken John
bu sefer kalıcı olmasını ister.
İkisinin de hayatlarını mahveden suçlunun peşine düştüklerinde genç adam sadece
servet peşinde değildir ancak Mallory’nin kalbini kazanmak için ateşli
öpücükler ve tatlı sözcüklerden fazlası gerekir. John, genç kadının aşk ve
tutkusunu hak eden, ilgili ve sevgi dolu kocaya dönüşmek zorunda kalacaktır…
“Maxwell insan ruhundan anlayan ve hikâyeleri okurun yüreğine dokunan bir
yazar.”
Romantic Times
Gül
Aşkı az kalmış historical
Kitap gayet hızlı bir şekilde okunuyor ve çokta alışa geldiğimiz historical
konusuna sahip değil.Ama bana biraz aşkı az kalmış gibi geldi.Yani
kızımız ve oğlumuz arasında romantik sahneler az mı kalmış bana mı öyle geldi
çokta emin değilim.
Sibel
Güzeldi,sıkmadı okurken.
Evet bir historical olarak oldukça değişik bir konusu vardı.Kızın
karakterinin güçlü oluşu elbette hoşuma gitti.Erkek fazlasıyla hızlı aşka düşse
de o da iyiydi =D Ehh konuda klişe olmayınca sıkmadan, zevkle okundu bitti.
Rita Hunter-Güz Fırtınası
GEÇMİŞİ, ÜZERİNE GÖLGE GİBİ DÜŞEN BİR ADAMIN TEK ÇARESİ,
DAİMİ BİR GÜNEŞTİR...
“Belki de hiç... Belki de hiçbir zaman tehlikeye ne kadar
yaklaştığını anlayamayacaktı. Güzel, küçük kıvılcım bilmiyordu ki bu dünyada
ateşten de sıcak şeyler vardı…”
Abertillery Dükü’ne ait papaz evinde ailesiyle birlikte
yaşayan Jane Hammond’ın hayatı, kendi küçük dünyası ve gizli hayalleri
üzerineydi. Mutlu olduğu, kendini huzurlu hissettiği, ona göre dünyanın en
güzel topraklarında yaşamanın belki de tek bedeli, efendileri olan soylunun
dikkatini çekmeden, hatta var olduklarını unutturarak devam etmenin bir
yolunu bulmaktı. Zira bugüne kadarki hiçbir Abertillery Dükü’nün ahlâk ya da
merhametiyle övündüğü söylenemezdi.
Jane endişelerine rağmen, yeni dükün huzurlu dünyalarına
ayak basmasının hiçbir şeyi değiştirmeyeceğine inanmaya hazırdı. Ne var ki,
soyundan gelen uğursuzluğu gölge gibi üzerinde taşıyan ve geçmişte yaptığı
korkunç şey yüzünden yargılanan dükün diğerleri kadar umursamaz olabileceğini
düşünmek başlı başına bir hataydı.
Gizemli ve baştan
çıkarıcı son Abertillery Dükü Alexander Darius Cunningham’ın Hammond ailesini
kabul etmeye mecbur bıraktığı görev onları hiç de arzulamadıkları şekilde bir
araya getirirken; tesadüfler ve güçlü güz fırtınaları, tutkulu serüvenlerinin
fitilini ateşleyecekti.
Gül
Okunuyor ,detaylara,tasvirlere,düşük çeneye takılmazsanız.
Genel olarak Türk yazar okumam ,o yüzden kitabı yazarın diğer kitapları ya da diğer
yazarlarla karşılaştıramam, bir ara meraktan WattPad takılmışlığım var onunla
kıyaslarsak baş yapıt elbette ki.
Kitap kötü diyemem ama bazı yerler var ki takılmamam mümkün
değildi ( detaycıyım sorry)
Kızın yeni gelişmiş 6.duyusuna takılmazsanız birkaç sayfa
önce uzağı görmediği için gözlük taktığını hatırlatmam lazım .Artık kitabı ne
kadar uzakta tutuyorsa,bir süre sonra sadece kitap okurken taktığı bir gözlük oluyor , zaten daha sonra kimse
gözlükten falanda bahsetmiyor.
Kızın çenesi düşük öyle böyle değil,ağzına kürekle vurmak
isteyecek kadar çok konuşuyor.Tabii bana göre erkek karakterlerimizin hoşuna
gidiyor ,o zaman elbette ki bize ne...
Kitap seri olarak gözükmese de ve tam olarak emin olmasam da
yazarın diğer kitaplarındaki karakterler kitaba dalış yapıyor ve birden bir sürü çok
konuşan kadın oluyor.Ya diğer kitaplardan karakterler ya da en havada yazılmış
yan karakterler .
Sibel
Bir önceki kitabına göre çok daha güzeldi.
Yazarın kimi kitaplarını hiç beğenmedim kimilerini ise
severek okudum bu zamana kadar.Bu kitabı da sevdiklerim bölümünde yer aldı.Daha
önce de dediğim gibi bir Türk yazar olarak şimdiye kadar okuduğum birkaç
yabancı historical yazardan çok daha iyi yazıyor bana göre.Ben de Gül gibi
detaycıyım ama eğer kitabı okurken anlatımı beni sıkmıyorsa özellikle
historicallerde çok da ince eleyip sık dokuduğum söylenemez (ama sıkıldıysam
iki şehir arasını atla kaç günde gidebilirdi acaba gibi anlamsız şeylere bile
takılabilirim =P ). Sonuç olarak kız çok da konuşsa (ki ben farkına varmadım) ya
da gözlüğü işine geldiği zamanlarda kullansa da kitabın başından sonuna kadar
sıkılmadan ya da karakterler hakkında salak laa buu demeden okuduysam o kitap
benim için güzeldir ;)
Gül’e Not : O konuşan bir sürü kadın karakterler yazarın
diğer serisinin kahramanları. O kitapları okuyan bizler anlayabiliyoruz kim
olduklarını (gerçi ben okudum ama unutmuşum kim kimdi ).Ama senin gibi
okumayanlar için anlamsız ve çok konuşan kadınlar gibi kalıyor. Demek ki yazar
bu konuda keşke daha dikkatli olsaymış ,herkesin önceki kitaplarını okumuş
olacağını düşünmeden yazsaymış keşke.Sonuçta bu kitap serinin devamı değil.
Julianne Donaldson-Bir Asi Yürek
"Hapsedilmiş hissediyorum. Kafese kapatılmış bir kuş
gibi kaçmanın yolunu arayıp duruyorum. Ama her defasında önümü parmaklıklar
kesiyor.”
Doğaya, müziğe ve
kitaplara düşkün olan on yedi yaşındaki Kate’in tek hayali Hindistan’a
gitmektir. Bu hayalini gerçekleştirmesinin önündeki en büyük engel ise, ona
sürekli evlilik baskısı yapan annesidir. Kate hem bu baskıdan kurtulmak hem de
özgürlüğüne kavuşacağına inandığı Blackmoore’a gitmek için kendisini dahil
olmaması gereken bir iddianın içinde bulur.
Geniş kırları ve
uçsuz bucaksız okyanusuyla hayallerini süsleyen Blackmoore’a vardığında çoğu
şeyin beklediği gibi olmadığını gören Kate, geleceği hakkında bir karar vermesi
gerektiğini düşünür. Ya kendisini anlamamakta direnen ailesinin tüm baskılarına
boyun eğecek ya da bir kuş gibi özgürlüğe kanat çırpmak için yanıp tutuşan
kalbini dinleyecektir.
Gül
Bayıldım ,ama azıcık depresif.
Bu kitabı başka zaman okusam bu kadar beğenir miydim ? Emin
değilim. Duygularımla örtüşen ve çok iyi anlattığı için daha bir beğenmiş
olabilirim.Kontlar leydiler pek yok ortalıklarda ama hırslı anneler kitabın tam
ortasında diyebilirim.Neden bu kadar acımasız olabilir bir anne diye
düşünüyorsunuz.Babaannem pek hoş bir kayınvalide değilmiş neden böyle yaptın
babaanne diye sorduğumuzda “Bizim zamanımızda vahşilik vardı biz böyle gördük”
gibilerinden bir şey demişti.Acaba bu kitaptaki annelerde bu şekilde mi
düşünülüp çizilmiş.Zamana uygun anneler mi ? Kitapta oldukça iç ses var ,ama o kadar
naif anlatılmış bir aşk ve o kadar güçlü bir genç kız var ki okuyun bence .Ahh
bu arada historical denince aklınıza azmış lordlar ve leydiler geliyorsa bu
kitabı beğenmezsiniz sanırım .
Sibel
Zavallı Henry…
Yazarın ülkemizde yayınlanan diğer kitabını da
beğenmiştim,bu da güzeldi.Henry’nin umutsuz aşkı, kızın güçlü karakteri,
aralarındaki o güzel ilişki biraz fazla iç sesle anlatılmış olsa da kitabın
sonuna kadar sıkılmadan okumamı sağladı.Sadece arada birkaç şeye kafam
takıldı.Birincisi yaşlarının küçüklüğü ki sanırım o devirler için 16-17 yaş
evlenmek için yeterliymiş diye çok üzerinde durmadım (ama yaşların ve yılların
sıralanışında bazı tutarsızlıklar vardı).İkincisi Henry’nin saçlarının sarı
olmasına rağmen kızın arada koyu saçları diye bahsetmesi (sarı saçı koyu diye
betimlemek tuhaf geldi nedense).Üçüncü olarak da yazarın sonuna koyduğu notta
kitabı yazmadan önce baya bir araştırma yaptığını okuyoruz.Ama kitabın iki
yerinde geçen telefon ve sessiz sinema kelimeleri hikayenin geçtiği 1820 lerde
olamayacak iki kavram olduğu için biraz şaşırdım.Gerçi yazar yine koyduğu notta
tarihi yanlışlarım varsa affola demiş ama kontrolü bu kadar basit iki konuda
hata yapılmasını (üstelik kurgunun oluşturulması için eğilip bükülmesine gerek
olmayan şeylerdi) yakıştıramadım açıkçası.
Gül’e Not : Kitapta her funda rengi geçtiğimde aklıma
sen geldin ve acaba bu sefer funda rengi doğru mu tanımlanmış diye düşündüm =D
(Bkz.JLA-Unutuluş kitap yorumu ).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder