Amie Kaufman , Jay Kristoff-Obsidio
Illuminae Dosyaları Serisi 3
Paullina Simons-Yaz Bahçesi
Amie Kaufman , Jay Kristoff-Obsidio
Illuminae Dosyaları Serisi 3
SONUN BAŞLANGICINA HOŞ GELDİNİZ
Asha Grant, Kerenza’ya geçmişinden kaçmak için gelmiştir. Ne yazık ki geçmişi
peşini bırakmayacaktır.
Asha, BeiTech saldırısından sağ kurtulduğundan beri çok daha büyük bir
kuvvete karşı savaşan direnişçiler için çalışmakta ve havalandırma tünellerine
sakladığı sırla ne yapacağını düşünmektedir. Endişe kaynağı olmasını
bekleyeceği son şey eski erkek arkadaşıyken Rhys Lindstrom gezegene gelir ve
yeni BeiTech üniforması ona çok yakışmıştır. Rhys, Asha’nın çıkış yolu mu yoksa
bu donmuş kaya parçasından kurtulamayacağının garantisi midir?
Sorunları olan sadece Asha değildir. Asha’nın kuzeni Kady ve hayatta
kalmayı başarmış bir grup Kerenza’ya doğru yol almaktadır fakat yeterli
oksijenleri yoktur. Ayrıca gemide isyan havası vardır. Ama böyle küçük şeyler
Illuminae Grubu’nu ne zaman durdurabilmiştir?
Ne yazık ki zaman aleyhlerine işlemektedir. BeiTech hasarlı sıçrama
istasyonunu tamir edip Kerenza’daki sivilleri öldürmeyi planlarken kurtulmaları
mucizeye kalmıştır. Ve herkes bilir ki mucizeler sadece istatistiksel
olasılıklardır, değil mi?
BRİFİNG NOTU: Çoksatan
yazarlar Amie Kaufman ve Jay Kristoff ile günlük girdilerine katkılarıyla
Marie Lu’dan, “stilistik açıdan büyüleyici” ve “dünya dışı muhteşem” olarak
tanımlanmış üçlemenin kalp durduran ve kalp kıran finali.
Gül
Güzel bir seri sona erdi
İlk iki kitabı ne kadar çok sevdiğimi bloğu takip edenler
bilir.Bu kitabıda sevdim lakin diğer iki kitaba göre daha yavaş .Aslında
haklılar.Artık bir çözüme giderken ve olaylar yüzünden çok hızlı değil ama şok
eden olaylarda mevcut.Tek günde ( Pazar günü fuar dönüşü) elimden bırakmadan
okudum bitirdim.Çokta beğendim.Kesinlikle sevdiğim serilerin arasına girdi.
Fuardan kitabı alamayanlar,fuardan neredeyse 20 gün sonra
kavuşabildi kitaba.Pegasus bunu geçen yılda yapmıştı.Cumartesi gecesi Sibel
“Hadi gözün aydın senin kitap yarın satışa çıkacakmış fuarda” diye mesaj
yazmasa fuara gideceğim yoktu. Pegasus instagram sayfasında yarın satışta
yazınca ben şöyle düşündüm.Sabah gitsemde vardır herhalde ,mantıksal olarak
yarın 00:00 da başlar.Her neyse fuara
gittim önce gideceğim diğer yayınevlerine uğradım ( açıkçası Pegasus dışında
çok az yeni kitap vardı yayınevlerinde) alacağımı aldım ve Pegasus’un üç
standından birine gittim.İlki henüz gelmedi dedi ( güzel saklamış ) ikincisinde
ise kabak gibi ortada olan kitabı satamayacaklarını onay gelmediğini
söylediler.Neyse biraz daha dolaştım yine gittim yine onay yok .Artık gezecek
yerim kalmadığı için aldım elime kitap ,okuyup beklemeye başladım.Bir beyefendi
yanında bir kız çocuğu ile geldi ,eline kitapları verdiler ( onay bekleyen
kitaplar Demir Altın,Savaş Fırtınası ,Obsidio ) Standın depo bölümüne girdi “oh
dedim onay için geldi herhalde “ saat öğlen 12:30 civarı saat bu arada.Kız
çocuğu babasının yanına gitti .Baba kız depo alanından çıktılar,stantan
çıktılar .30-45 dk sonra geldiler .Tekrar depoya girdi. 5 dakika sonra kitaplar
satışa açıldı.Dumur oldum.Bu kitapevi Türkiye'de en profesyonel olduğunu
düşündüğüm yayınevi .Daha söylenecek bir şey yok sanırım.
Paullina Simons-Yaz Bahçesi
Bronz Atlı Serisi 3
Tatyana ve Alexander’ın zamansız, dillere destan aşkının
nefes kesici finali…
Tatyana ve Alexander
savaşın ve yıkımın hüküm sürdüğü yılların, yirminci yüzyılın sahne olduğu en
büyük acılara göğüs germiştir. Leningrad Kuşatması’nı, açlığı, korkuyu, ihaneti
ve ayrılığı geride bırakıp mucize eseri Amerika’da yeniden bir araya gelirler
ve şimdi aşklarının bir de hediyesi vardır: oğulları Anthony. Hâlâ genç olsalar
da çektikleri acılar onları değiştirmiştir. Yerle bir olmuş bu dünyada, ayrı
geçirdikleri onca zamandan sonra bir arada kalmanın bir yolunu bulmalıdırlar.
Soğuk Savaş etkisini artırırken, sığındıkları topraklardaki
karanlık güçler yaşamlarını, ailelerini ve uğruna savaştıkları huzuru tehdit
etmektedir. Bir zamanlar tattıkları mutluluğu yeniden elde etmek, acılarını
dindirmek için Tatyana ve Alexander yeni bir hayat kurmalı ve oğulları
Anthony’yi kendi kaderlerinden korumalıdır.
Ustaca kaleme alınmış bu müthiş roman yirminci yüzyılın üçte
ikisine ve üç kıtaya yayılarak okuyucuyu eşsiz, yürek burkan duyguların
dünyasına götürüyor.
Gül
Linç yiyeceğim biliyorum
Kitapları oturup bir haftada okudum.Yani yıllarca kanıra
kanıra beklemedim seriyi.Bekledikten sonra okusam kitap hakkında belki farklı
hissederdim.İlk iki kitap hakkında kısaca konuşmak gerekirse “acı acı acı acı “
Sürekli acılar içinde aşk yaşayan bu iki karakterimiz rahata kavuşsalar neler
olur diye yazarımız merak etmiş bu romanı yazmış .Önce tabii ki savaş
bunalımdan kurtulma vs vs derken gerçekten rahata kavuşunca azıcık ikisi de
sapıtıyor ve Tanya karakteri yazıldığı zamana göre normal olsa da ben azıcık uyuz oldum
Takıldığım şu ;İlk iki kitapta çok belli olmasa da ( arka
plandaki savaşı vs vs yi gayet güzel aktarmış yazar abla) üçünü kitabın hikayesi bildiğin
iyi yazılmış wattpad hikayesi.Cidden.Valla.Bazı yerlerde içim şişti.Son üç yüz
sayfa bildiğin tamamen şişirme olmuş,gereksiz.Öff bitse diye okudum .Tüm o arka
kapaktaki tanıtım yazıları yine şişirme kısacası.( Evet ,evet sildim)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder