Melissa Senate-Benden Başka Herkes
Herkes romantik aşkın gerçek sevgiyle aynı olmadığını bilir.
Her kadının hayatından kalbini kıran bir adam geçer. O
adamlarla evlenmezsin. Çılgınca âşık olduğun adamlarla evlenmezsin.
Seni daima sevecek, hakkında endişelenmen gerekmeyecek,sana
kendini güvende ve emin hissettirecek adamla evlenirsin.
Ne demek istediğimi biliyorsunuz.
Yirmi dokuz yaşında, bir yayınevinde editör olarak çalışan
zeki ve esprili Jane Gregg aradığı aşkı bir türlü bulamamıştır. Üstüne üstlük,
altmış gün içinde nedime olarak katılacağı kuzeninin sosyetik düğününe yanında
götürmek için birini bulması gerekmektedir. Bunun için arkadaşlarının
ayarladığı bi’ dolu kör randevuya giden Jane aradığını bulabilecek midir?
Daha önce sinemaya da uyarlanmış olan bu eğlenceli, mizah
dolu romanı yüzünüzde eksik olmayacak bir tebessümle okuyacaksınız.
“Jane hiç durmuyor.
Sürekli, yorulmadan çalışıyor. Mutluluğu elde etmek, kendisini gerçekten sevip
kucaklayacak adamı bulmak için elinden geleni yapıyor.”
Goodreads
“Bu kitapta Jane’in
duyguları, hayal kırıklıkları ve beklentilerinde kendinizi bulacaksınız.”
Kirkus
“Filmini izlerken çok
eğlenmiştim. Kitabı bence ondan da eğlenceli.”
Amazon
Sibel
Orta şeker,sıradan,oku-unut…
Gül
Polyanna ve kişisel gelişim kitabı karışımı
Gül
42 yaşında aşkı aramamış biri olarak kızın 29 da kaygılara
kapılması mantıklı gelemez bana .Ama herkes bir değil elbet. Melissa Sanate
farklı konularda yazsa da genel olarak iki benzerliği var kitaplarının .
1 Esas erkek olacak abi kitabın sonunda çıkıyor genelde.
2 Kitapları bende hep bir kişisel gelişim kitabı duygusu
bırakıyor.Elbet onlar kadar sıkıcı değil .Ama bir Pollyannacılık var dipte.
Sibel
Benimde yakın çevremden gördüğüm kadarıyla 29 yaş eyvah evde
kaldım paniğinin başladığı bir yaş gibi.O yaşta düşünülen sanırım şöyle oluyor
; şimdi birini bulsam,2 sene birlikte olsam,evlensem,3 sene falan sonra çocuk
doğursam 35 yaşında olurum.Eyvahhh hemen birini bulmam lazım =D O yüzden
Jane’in mahalle baskısı etkisi ile de kaygıya kapılması çok da abes değil
bence. Ama tabi o yollardan çoktan geçmiş ve bu kaygıların aslında hiç de
gerekli olmadığını bilen biz 40 yaş üstüler için bu tarz şeyler bize anlamsız
geliyor.Bu olgun düşüncelerimizi bir kenara bırakıp kitabı okuduğumda ise çok
da sıkıcı olmayan ama Gül’ün de dediği gibi azıcık kişisel gelişim havasında
orta karar bir hikaye ile karşılaştım diyebilirim. Kısa süre önce okumama
rağmen arka kapak özetini okumadan kitabı hatırlayamadığıma göre öyle aman aman
bir şeyler de olmadığı açık sanırım.
Kitabı okurken takıldığım tek şey ise çeviride bana göre
yeterli dip not açıklamalarının olmamasıydı. Son dönemde okuduğum çoğu kitapta
yazarın gönderme yaptığı kişileri,espirileri anlayabilelim diye çoğu çevirmen
dipnot olarak bunları bize açıklıyor ve bu benim hoşuma giden bir uygulama.Zira
atıfta bulunan kişi/şeyi tanımayınca acaba yazar ne demek istedi diye takılıp
dipnot yoksa nete bakıp öyle devam ediyorum kitabı okumaya ki kitap okurken o
telefonu bir kez elinize aldığınızda bütün konsantrasyon gidiyor zaten.Bu
kitabın çevirmeni ne yazık ki bu iyiliği yapmamış bize (mesela ben Holly
Golight’ın veya Elmer Fudd’un kim olduklarını isim olarak bilmiyordum.Elebette
nete baktığım haaaaa O muymuşşş oldum =D ).
Kitabın filmide var ,fragmanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder