Dakota Cassidy-Paranormal Aşklar Serisi
Mona Yayınları iki kitabı birden piyasaya sürdü,devamı gelir mi ? Emin değiliz. Ama sanırım çok şey kaybetmeyiz.
Dakota Cassidy-Kurtadama Aşık Oldum
Dakota Cassidy’den romantizm, mizah ve paranormalliği bir araya getiren harika bir seri: PARANORMAL AŞKLAR
Bobbie-Sue kozmetik şirketinin hırslı kızlarından Marty Andrews, kariyer basamaklarında istediği yerde olmadığını anlamıştır... Tek başına yaşam mücadelesi verdiği New York ve buradaki geleceği artık gözünü korkutmaya başlamıştır. Aynı gece köpeği Muffin ve iki kız arkadaşı ile evine dönerken, dünyası başına yıkılır. Bir sosis kadar minik Muffin’e, kanlı gözleri olan devasa bir köpek saldırmıştır. Köpeğini kurtarmak için pahalı tayyörünün yırtılmasını bile göze alıp karanlığın içine atılan Marty’nin hayatı, bu yaratık tarafından ısırıldıktan sonra hızlanıverir. Aynı günlerde üst katına taşınan yeni komşusu Keegan Flaherty, tuhaf hikâyeleriyle kafasını karıştırıp, yüreğini hoplatmaktadır. Keegan bir kurtadam olduğunu iddia etmektedir, ama kurtadamlar böyle şık, gizemli ve bu kadar güzel kokan erkeklerse, Marty bu gizli camiaya katılmaya çoktan razıdır!
Gül
Konu dikkatimi çekti mi ? Yalan yok çekti.GR puanı düşüktü.O
yüzden düşük verenler neden düşük vermiş diye baktım konu basit işlenmiş falan
yazmışlardı dedim " bu beni durduramaz ".Aldım iki kitabıda .Aslında şunu yazsalar
kesin almazdım.” Karakter çok konuşuyor” öyle böyle değil , susmuyor ağzı dursa
beyni konuşuyor hatta iç sesi kendi kendisi ile kavga ediyor.Hiç benlik değil
yani.Ama aldım bir kere ikinciyi de okuyacağım tabii ki. Seri yurt dışında
16.kitapta şu anda .Ama her kitap bir karakteri anlatıyor.
Sibel
Eğer bu kitabı Camilla Monk’un Kusursuz Elmas kitabından
hemen sonra okumasaydım belki daha çok sevebilirdim.Ama benzer tür
sayılabilecek (ikisi de romans kitaplarla azıcık dalga geçiyor) hikayelerden
Kusursuz Elması çok beğenince Kurtadama Aşık Oldum biraz zayıf kaldı ne yazık
ki.Gerçi çok fazla beğenmememin bir diğer nedeni iç seslerdeki konuşmaların
anlamsızca uzatılmasıydı diyebilirim. Hadi hikayenin ilk başlarındaki iç sesler
öyle aman aman gerekli olmasa da yine de kızın düşüncelerini anlamamız
bakımında iyi ve komikti ama bir süre sonra (özellikle 200.sayfalardan
itibaren) bu iç sesler o kadar uzadı ki yavv arkadaş düşünce ishali olmuş
karakterleri neden bu kadar seviyor bu yazarlar diye isyan ettiğim doğrudur.Neyse
daha fazla uzatmadan bol vaktinizin olduğu bir zamanda ve kesinlikler Kusursuz
Elması okuduktan uzunca bir süre sonra bu kitaba bir şans verebilirsiniz. Ama
çok da yüksek beklentiniz olmasın.
Dakota Cassidy-Tatlı Isırık
Dakota Cassidy’den romantizm, mizah ve paranormalliği bir araya getiren harika bir seri: PARANORMAL AŞKLAR
Nina, Dişçi Asistanlığı Okulu’ndan mezundu ama bazı kesici dişler, ders kitabındakilere hiç benzemiyordu. Mesela Doktor Berkenstein’ın muayenehanesinde elini ısıran şu “demode isimli hasta” Gregori’nin dişleri… Üstelik bu çekici erkeğin gözünün içine baka baka söylediği yalanlar da kafasını karıştırmaktaydı. Taştan yapılma üç kulesi ve yukarı çekilerek açılan köprüsüyle, ortaçağdan kalma gibi görünen tuhaf bir evde, ya da kızların deyimiyle “kalede” yaşayan Gregori, Nina’nın aradığı sıcak bir kucak mıydı yoksa büyük bir bela mı?
Genç kadının, bir komandonun gece görüş gözlüğüyle
yarışabilecek keskinlikte gözleriyle, sokağın karşısındaki dairelerin içini
görebilmesi de iyiye alamet değildi. Nina’ya neler oluyordu? Gökte süzülen
kuşların kanat çırpışını bile duymaya başlamıştı! İnternete girip
araştırdığında kendisindeki belirtileri açıklayan tek bir sözcük vardı: Vampir!
Gül
İlkinde “ kurt adamsın “ “Hayır değilim” inatlaşmasını
okuyup durduk kuyruk çıkıncaya kadar.Bu kitapta ise “Sen dünyayı ele geçirmek
için beni vampir yaptın, o yüzden tekrar insan olmamı istemiyorsun” sanrısı ile
uğraşıyoruz. Adam mazoşist sanırım ben
olsam öldürürdüm, nasıl bir uyuzluk Allah ım. Bir insana “Benden hoşlanıyorsun
“ dendiğinde nasıl iki buçuk sayfalık düşünce silsilesi geçirebilir ki .Geçen
kitabın özetide geçiyor arada.Bir de kızın anne ve babasının
mezarı başında tüm okuduğumuz kitabın özeti vardı ki ,orada kitabı elimden fırlatıp attım yemin
ederim.
Sibel
Bunun kadar anlamsızca uzatılmış başka kitap okumadım
sanırım. Çoğu seriyi arka arkaya okuma şansımız olmadığı için önceki kitapları
çoğu zaman unutuyoruz. O yüzden devam eden kitaplarda önceki kitapların
hatırlatılması iyi oluyor.Bu kitapta bu hatırlatmaya kızmadım (iki kitabı
neredeyse arka arkaya okumama rağmen). Ancakkkkk yaklaşık 250.sayfalarda falan
kitabın o ana kadar olan kısmının özeti geçilmesi nedir arkadaş.Cidden yazar
insanın sabır sınırını zorlamış. Bu şekilde anlamsızca uzatmalar olmasa kendi
çapında okunabilirliği olan bir kitap der geçerdim ama cıksss böyle olmamışşş.
Kitabı illaki okuyayım diye düşünüyorsanız Gül’ün dediği
mezarlıktaki sahneyi bulun ve oradan başlayın. O sahnede hikayenin oraya
kadarki özetini veriyor zaten. Oradan devam edin, inanın bir şey kaçırmazsınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder