Sophie Jackson-İkimize Dair Herşey
Bir okka et. Bir dirhem acı. Bir dünya zevk.
Babasının on altı yıl önce öldürülüşünün kâbusları bile Kat
Lane’i onu en çok korkutan insanlara, yani vahşi suçlulara bir şeyler
öğretmekten alıkoyamaz. Korkularının üzerine doğrudan giden coşku dolu
hapishane öğretmeni, babasının son arzusu olan muhtaç kişilere yardım etmesi
isteğini yerine getirmeye kararlıdır.
Ama küstah, yaralı ve tehlikeli derecede seksi mahkûm Wesley
Carter onun öfkeleriyle tutkularını tetiklediğinde, Kat bu kötü çocuğun özel
öğretmeni olma tercihinin adamın belirgin zekâsından değil, ona duyduğu
fiziksel çekimden kaynaklandığını itiraf etmek zorunda kalır. Shakespeare’in
yorumlanması üzerinden yaptıkları sözlü tartışmalar birden çok açıdan ateşli
geçer ve Kat’in mesleki katılığı çok geçmeden eriyiverir.
Daha sonra Carter hapisten çıkar ve ikili sonunda önüne
geçilemez cinsel açlıklarının gereğini yerine getirmekte özgür hale gelir.
Ailesi ve arkadaşları, Kat’in geçmişi tehlikeli ve sevimsiz bir adam yüzünden
kariyerini tehlikeye attıklarını düşünüp endişelenirler. Kat ise Carter’ın
saklı tuttuğu sırrı onlara sunamamaktadır. Üstelik bu sır, dünyanın onu farklı
görmesini sağlayabilecek bir şeydir.
Ancak, onları ayrı düşürebilecek bu sır Kat’in geçmişiyle de
ilgilidir, onun babasını soğuk bir Bronx gecesinde katillerinin elinden
kurtaramayışı hakkında Carter’ın bildikleriyle de. Aralarında karanlık, cevapsız
bir soru durmaktadır: Carter onu kurtaran bir melek mi, yoksa onun dünyasını
yıkan, başıboş bir ruh mu?
Kuzeybatı İngiltere’den bir okul öğretmeni olan Sophie
Jackson, okumayı ve film izlemeyi çok sever ve kendisini gururla bir çizgi
roman âşığı olarak tanımlar. Spor salonlarına gitmekten zevk alır ama bunun
nedeni şarap ve yemekten büyük haz almasıdır – özellikle de birlikte iyi
gittiklerinde.
Gül
Beklentimin altında kaldı .
Sibel
Çok fazla bir beklentim yoktu ama beğendim.
Gül
Sanırım konusu yüzünden biraz daha fazla ve derin bir şeyler
bekliyordum kitaptan .Daha çekişmeli daha manalı ,daha derinlikli bir
şeyler.Kitap klasik bir adult tek farklı şey tanışma şekilleri ,hatta bana
biraz watpadd çağrıştırdı ki neden olmasın.
Bariz farklı olan bir başlangıçtan sonra bu konuda
yapılabilecek milyon değişik şey olmasına rağmen yazarın konuyu olabilecek en
klişe yere getirmesi beni azıcık kızdırmış olabilir.Okunuyor ama çok değişik ya
da ilginç bir kitap değil .Kötü oğlan bile gerçekte kötü oğlan değilmiş o kadar
vasat kitap.
Sibel
Kitabı ilk Gül görüp alalım bunu dediğinde konusunu okuyup
vayyy yaşasın kötü erkek karakterli dark romance türü bir şey geliyor diye
sevinmiştim.Kitaba başlarken iç kapakta kitabı öven Tara Sue Me ve J.M.
Darhower’ı görünce ise başımdan kaynar sular döküldü demek abartı olmaz =D
Yorumlarımızı takip ediyorsanız iki yazarla da aramın pek iyi olmadığını
bilirsiniz =D. O yüzden beğenmediğim iki yazar kitabı övünce bende ister istemez
kitaba karşı bir anti pati oluştu.Ancak kitap ilerledikçe bu önyargıdan
sıyrılıp hikayenin içine daldım ve sayfalar hızla aktı gitti.Sonuçta beğenerek
ve sıkılmadan okuduğum, güzel diyebileceğim bir kitap oldu benim için.
Beni hayal kırıklığına uğratan tek şey dark romence diye
beklerken normal adult çıkması oldu ki bana göre benzerlerine göre oldukça
iyiydi.Olmasa olurdu dediğim yanı ise son 100 sayfa falan gereksiz
uzatılmıştı.Konu çok sündürülmeden toparlansaydı keşke.
Kurguda kafama takılan nokta ise Kat’in doğum gününde Ben ve
Austin’in tanışmasına rağmen (sonuçta bütün gece yemekte birlikte idiler) daha
sonraki toplantıda sanki birbirlerini ilk defa görüyorlarmışçasına tepki
vermeleri idi.
Yorumu biraz uzattım ama yazmadan geçemeyeceğim tüm kitap
boyunca aklıma Prison Break’teki Michael & Sara ve Sons of Anarchy’deki Jax
& Tara geldi =D Ama Wes’in yerine ikisini de yakıştıramadığım için yeni bir
Wes seçtim kendime göre.Benim Wes’im aşağıdakilerden biri olabilir (karar
veremedim yavvv hepsi birbirinden güzel =p )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder