Jay Crownover-Rome
Yanlış seçimler bazen doğru olabilir... Eğlenceli ve gözü
kara kızımız Cora Lewis, dövmeli serseri arkadaşlarını hizaya sokmayı iyi
biliyordu. Ancak tüm o parıltı ve ukalalığının ardında kırık bir kalp gizliydi.
Cora, yeniden acı çekmeye razı olmayacaktı. Mükemmel erkeğe âşık olmayı
bekliyordu; yükü veya sorunları olmayan, bağlanmaya hazır bir erkeğe... Sonra
Rome Archer'la tanıştı.
Rome Archer, mükemmellikten olabildiğince uzaktı. İnatçı,
sert ve buyurgan bir adamdı. Ayrıca son görevinden de epey dağılmış hâlde
dönmüştü. Rome, hayatta çeşitli roller üstlenmeye alışmıştı: ağabey, sevilen
evlat, süper asker... Ancak bunların hiçbirine artık uymuyordu. Artık yalnızca
hayatının geri kalanında ne yapacağını çözmeye çalışan ve bunu yaparken bir
yandan da savaş kâbuslarını kafasından atmaya uğraşan bir adamdı. Cora, gelip
karamsar hayatına capcanlı bir renk katıncaya dek tüm bu sıkıntılara tek başına
göğüs germeye razıydı. Mükemmellik değilse de, mükemmel şekilde kusurlu olmak
onlara sonsuzluğu verebilirdi... Dövmeli Adamlar Serisi, Rule ve Jet'ten sonra
üçüncü kitap Rome ile karşınızda…
İkinci kitap Jet in yorumu için tık tık
Gül
Klişelerden geçilmiyor ,ama kötü değil.
Sibel
Ahhhhh o iç seslerin çokluğu…
Gül
Bu seriyi öğrenmem aslında bu kitapla olmuştu.İngilizce
okumuş birinin blog yazısını okumuştum ve “hımm ilginç “demiştim.Ama seriyi
okudukça nedense o kadar da merakla beklediğim bir kitap olmadı.Sebebse bayan karakteri gözümde canladırdığım tipi yüzündendi ki
,kitapta da biraz itici bir tip olduğunu düşündüm.Çok konuşan ve herkesin işine
karışan tiplere olan olumsuz tavrım yüzünden olabilir.
Kitap bildiğiniz klişelerden klişelere sürükleniyor.Bir şey
oluyor “ ahanda bunun sonucu şöyle
olacak “diyorum oluyor.Kahin olduğumdan değil .Ama bu tarz kitapları
yalayıp yuttuğum için olabilir. Sıkmıyor ama yeni bir şey de vaat etmiyor.Ama
anlatım yüzünden kimi yerlerde gözlerim doldu. Duygusal anıma denk gelmişte
olabilir.
Her zaman olumsuzluk yağdırdığım Aspendos’u çeviri için
tebrik etmek lazım gayet iyiydi. Aslında bunu söyleme sebebim karanlık
geçmişlerini hala unutmadığımı ve gözümün üstlerinde olduğunu belli etmek için
.
Sibel
Güzel bir seri,iyi gidiyor.Karakterlerin klişe olmamasını
seviyorum. Gerçi bu kitapta hikaye klişelerle doluydu Gül’ün dediği gibi ama bu
çok rahatsız etmedi beni. Sadece daha önceki kitaplardan aklımda nedense
Cora’nın daha Gotik bir şey olduğu kalmış aklımda.Ama renkli kelebek,peri
modunda okuyunca biraz nasıl yani oldum.Beni rahatsız eden nokta iç seslerin
fazlalığıydı.Bir ara dedim ki galiba Rome ve Cora içten içe düşünmekten hiç
diyalog kurmayacaklar, öylece bitecek kitap.Kitabın genel şablonu şöyleydi ; düşün,düşün,düşün,azıcık
diyalog,düdüş, düşün, düşün,düşün… Buna rağmen kötü bir kitap değildi.Çok iç ses
dolu olsa da Allahtan mantıksız değillerdi ve yazar da güzel kurgulamıştı
olayları.O yüzden çok sıkılmadan okundu,bitti.
Aspendos gidişatın iyi, gözümüz üzerinde =P
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder