Amy Plum – Sondan Sonra
"Büyükler bize yalan söylemişti. Whit bize yalan
söylemişti. Babam... bana yalan söylemişti. Son yirmi dört saattir kalbim,
aklımın kabullenemediği şeyi aslında biliyordu. Hepsi gerçeği biliyordu. Hepsi
yalansa, neye inanacaktım ki ben? Neyin hakikat neyin uydurma olduğuna dair en
ufak bir fikrim kalmamıştı. Tüm çocukluğum boyunca beynim yıkanmıştı. Artık
kendi başımaydım. Güvenecek kimsem yoktu."
Nükleer bir bombanın tüm dünyayı yok ettiği Üçüncü Dünya Savaşı'ndan kaçmayı
başaran bir grup insan, Alaska'nın balta girmemiş ormanlarında kendilerine yeni
bir hayat kurmuşlardı. Son otuz yıldır, dış dünyada hâlâ yaşıyor olabilecek tüm
insanlardan saklanarak doğayla iç içe bir yaşam sürdürmüşlerdi. En azından tüm
hayatı boyunca Juneau'ya anlatılan gerçek buydu. Juneau bir gün avdan
döndüğünde tüm klanının kaçırılmış olduğunu görür ve onları kurtarmak için yola
çıkar. Hayatında ilk defa yaşadığı bölgenin sınırları dışına çıkan Juneau,
korkutucu bir gerçekle karşı karşıya kalır: Üçüncü Dünya Savaşı hiç yaşanmamış,
şehirler yok olmamıştır ve dünya yerli yerinde durmaktadır. Ona anlatılan her
şey koca bir yalandan ibarettir. Yaşadığı bu büyük şokun ardından Juneau şimdi
varlığından bihaber olduğu bu modern dünyada kendini kaybetmiş bir halde
savrulup durur. Ailesini ve arkadaşlarını kurtarmak için bir yol bulmaya
çalışırken, Juneau'nun geçmişi hakkındaki olağanüstü gerçeği bilen bir kişi de
onun peşindedir.
(Tanıtım Bülteninden)
Sibel
Seri için güzel bir
başlangıç kitabı…
Gül
Aklıma geleni yaparlarsa ikinci kitapta o zaman ehh
derim,ama yapmazlarsa güzel bir seri başlangıcı olur.
Sibel
Konusu ilgimi çektiği için okumak istedim bu kitabı.Ama
kitaba başlayınca bu sefer arka kapak konusundan ne olacağını bildiğim için ilk
etapta hikayenin içine giremedim .Hatta okurken arka kapakta böylesi bir
açıklama ile resmen dev spoiler vermişler ama yazmasalar bu kadar ilgimi çekip
te okumazdım çelişkisi içinde idim sürekli =D Gelgelelim hikaye o ana kadar
tahmin etmediğim bir yolda ilerlemeye başlayınca hah dedim şimdi oldu ve daha
bir zevkle okumaya başladım kitabı.
Yazarın anlatımını,kurguyu,karakterleri (alışık olduğumuz,acayipliklerle
karşılaşan karakterlerin böyle şeyleri sanki her gün görürmüşçesine kolayca kabullenmeleri
sorunsalından sonra Miles’ın tepkileri çok yerinde ve gerçekçi geldi bana =D )
sevdim,sıkılmadan zevk alarak okudum tüm kitabı.Sonu ne yazık ki ‘hadi
yaaaa,amannnn’ şeklinde bittiği içinde serinin devam kitabını beklemek daha zor
olacak.
Bu arada kitabın tanıtımlarında sayfa sayısı 208.Ancak
reelde 328.Aaaa ne kısaymış hemen okurum yanılgısına düşmeyin yani (gerçi ben
elimden bırakmadığım için hemen bitti ayrıııııı =D ) .
Yurt dışı kapağı |
Gül
Kitabın ortalarına kadar mistik öğeler yüzünden orta şeker kıvamındaydı benim için açıkçası.Gidiş yönünde verdim bu olmuşu. Ama kitabın sonunda olan
şeylerden dolayı aklıma gelen bir senaryo var yazar onu yaparsa “öfff yine mi !” diyeceğimden
eminim.
Spolier başı
Kızın kitabın başından beri “yara “ olayını ilaçla nasıl
bağdaştıracaklar bir de o sorunsal var .
Spolier sonu
Karakterler evet güzel hoşta kız çok hızlı öğreniyor sanki
.Bakarak araba kullanmayı öğreniyor ,biraz pehhh oldum açıkçası
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder