Tarryn Fisher-İlik
Bone’da bir ev…
Evde bir kız…
Kızda bir gizem…
Margo diğer kızlara benzemiyor. Bone denilen izbe bir
mahallede, lanetli bir evde onunla iki yılı aşkın bir süredir konuşmayan
lanetli annesiyle yaşıyor. Günlerini kendini görünmez hissederek geçiriyor.
Ancak tekerlekli sandalyedeki komşusu Judah Grant’le arkadaşlık etmeye
başlayınca işler değişiyor. Mahalleden tanıdıkları yedi yaşındaki Neveah
Anthony kaybolunca Judah bu olayı çözmede Margo’ya yardımcı oluyor.
Margo’nun öğrendikleri onu değiştirip hayata karşı yeni bir
bakış açısı geliştirmesine sebep oluyor. Çocuk istismarcıları ve tecavüzcüleri
bir bir hedef alarak kötü insanları bulup onları cezalandırmaya karar veriyor.
Ancak kötüleri avlamak tehlikeli bir iş ve Margo kendi ruhu
dâhil her şeyi kaybetme riskiyle karşı karşıya…
Gül
Tarryn Fisher yine bizi karanlık tarafa çağırıyor,Dark Vader’dan
daha başarılı .
Sibel
Tipik Tarry Fisher kitabı.Tam vay canına diyerek okurken bir
anda yön değiştirip sizi farklı noktalara sürüklüyor.
Gül
O kadar karanlık bir kitap ki …Anlatmak istemiyorum , kitabın heyecanı kaçmasın .Margo öyle ilginç bir karakter ki ,sevmek
istiyorsunuz,korumak istiyorsunuz ,kol kanat germek ama bir yandan nefret etmek
,uzaklaşmak istiyorsunuz .Judah o başlı başına bir karmaşa .
Kitap bittiğinde kafamda deli sorular "Morgo kim ? Ben neyi okudum ? Okuduğumun gerçek mi
? " .Eğer bir kitap ( özellikle roman) bittiğinde onun hakkında uzun uzun düşünüyorsanız ( ne saçmalıktı ama şeklinde değil tabii ki ) zaten bence başarılı bir kitap okumuşsunuz demektir.Tarry Fisher kitap bittiğinde size değerlerinizi sorgulattırıyor.
Aspendos’a göre (" Olağan Şüpheli " artık) süper bir çeviri ,ama bazı yerlerde
zaman hataları ,bir yetmiş bin dolar bir yedi bin dolar olan para ,New York
Seattle karmaşası var ,ama bu saydıklarım bile hikayeye toz düşürmüyor.Gönül
başka bir yayınevinden çıkmasından yana tabii ki .
Kitaba mutlaka okunmalı verdim , sanırım bu tarzı ya da türü sevenler için diye şerh koymalıyım .Ama şu da var ki "dark romance " ,"gerilim" pek sevmeyen ve okumayan biri olarak ,bu kitaba bayıldım
Umarın yazarın Colleen Hoover la yazdığı Never Never
üçlemesi ( ki üçüncü kitap bu yıl çıkacak) yakın zamanda bizde de
yayınlanır.İkisinin yazdığı bir hikayeyi okumak... ahhhh düşünmek bile heyecan
verici.
Sibel
Cidden çok karanlık bir kitap. Özellikle başlarında içim o
kadar daraldı ki (sıkıntıdan değil) yazarın tarzından emin olmasam kenara bırakırdım
daha sonra okumak için.Sonunda elbette ki pişman da olmadım bırakmadığım için.
Aslında üstünde çok tartışılacak bir hikaye ki Gül ile baya
baya da tartıştık ,ama şöyle ama böyle diye diye.Ancak yaptığımız bu
tartışmaları yoruma taşırsak dev spoilerları ile bu kitaba ihanet gibi olur.
Çünkü özellikle bir noktadan sonra ortaya çıkanların ip ucunu bile vermek kitabın
bütün heyecanını kaçırır henüz okumayanlar için.
Ama şöyle tanımlayabilirim kitabı size; yazar hikayenin
başından itibaren 4.vitesle hızla ilerlerken , kitabın ¾ üne
geldiğinizde, tam siz bazı şeyleri kafanıza oturtmuş, adaletin uygulanması ile
ilgili kendi kendinizi sorgularken (hangisi doğru hareket olur acaba şeklinde)
yazar resmen hikayede vites büyütüp 5 e geçiyor ki o zamana kadar okuduğunuz
her şeyi sorgular hale geliyorsunuz.Öyle ki kitap bittiğinde vay canına ,ne
okudum , ne oldu şimdi , nasıl yani şeklinde tepki verdim ben =D Kitabın
sonunda ama şöyle olmuştu ya da şurası mantıksız değil miydi diye sorduğunuz
soruların, hatta kitabın genelinde sorabileceğiniz tüm soruların cevabı aynı. Ancak
o cevabın ne olduğunu spoiler nedeniyle söylemek mümkün değil ne yazık ki.O
yüzden bence vakit kaybetmeden bu kitabı alın ve okuyun. Yazarın tarzını
seviyorsanız beğenmemeniz mümkün değil.
Gelelim Aspendos’un çevirisine.Bir dönemki çevirilerinin
yanında bu kitabın çevirisi bence gayet iyiydi. Evet Gül’ün takıldığı noktaları
(mesela para konusu ,70.000 ve 700 USD olayı. Hatta sayfada geri gidip yanlış
mı hatırlıyorum acaba şeklinde kontrol ettim ki sonrasında ki olaylara
bakılınca doğrusunun 70.000.-USD olduğu anlaşılıyor) ben de fark ettim ama
geneli içinde çok az olduğu için fazla takılmadan devam ettim okumaya. Umarım
çeviri konusunda bundan sonraki kitaplarda daha iyiye doğru giderler ya da en
azından aynı düzeyde devam ederler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder