Amy A. Bartol-Sezgi
2012 UTOPYA CON ÖDÜLÜ alan genç edebiyatı serisinde, macera
kaldığı yerden devam ediyor. Sürgünlerin dünyasında kâbuslar gerçek oluyor,
karanlık gelecek daha da kaçınılmaz hale geliyor...
Evie onu görmemek için gözlerini açmadı ama onun kokusu yine
de burnuna doluyordu. Soluduğu havayı yoğunlaştırıyor, Evie'yi kokusuyla…
aromasıyla boğuyordu. Titredi. Direnmeliydi. Eğer yeterince güçlü olamazsa,
hastalığı şimdi bile ona bulaşmış olan bu avcıyla aynı kadere sürgün
edilecekti. Ama artık Evie, ona açtı ve o bunu biliyordu; kendisini kemiren
acıyı sonlandırma ihtiyacına güveniyordu. Teslimiyetinin nasıl da tadını
çıkarırdı. Evie şimdilik hayattaydı ama aksi için yalvarması ne kadar
sürecekti?
(Tanıtım Bülteninden)
Gül
Artık eminim bu seri Alacakaranlık fanfic.
Sibel
İlk kitabı çok da dikkatimi vermeden okuyup orta şeker
seviyesinde beğenmiştim ama bu kitapta ciddi sıkıldım ben.
Spolier ın dibi
Gül
İlk kitapta (bkz burası) aklıma takılan sorular var demiştim,benden
başka insanlarda takılmış ki yazar cevaplamaya çalışıyor ; "Sana daha evvel
anlattığım gibi Evie " diye başlayan cümleler genelde bu soruların
cevabı.Cevabını henüz yazarında bilmedikleri içinse cevap şu " Senin melek olup
olmadığından emin olamadığımızdan sana bazı şeyleri açıklayamayız " Whatttt o
sırtından çıkan şeyler yeterli değil mi
? Yeterli herhalde çünkü çoğu zaman başka konular
hakkında uzun uzun bilgi verebiliyorlar.Ama hala "Bu kitabın mantığı ile çelişiyor" diye
düşündüğüm hiçbir şeye cevap yok ve sanırım Eve inin babasını benden başka
merak eden yok .Hatta melekler bile " Gözleri de biraz Mikhail’e benziyor acaba
ondan mı ? " diye bile dedikodu yapmıyorlar.Kitabın sonunda bir amca ( Erdem
Meleği ) "Tanrı seni özel kılmış bu
dünyada olman için özel bir amacın var. " gibi süper bir açıklama getiriyor.
Edward’ın bu kitapta
adı Reed olmuş demiştim ya ilk kitapta ,
Alacakaranlık’a benzeme işi o kadarla sınırlı değilmiş meğerse ,ama bu kitapta
doruğa çıkıyor diyeyim .Hadiii düşünün
ne olabilir diye .Evet bildiniz vampirler çıkıyor ortaya ama bunlar peri vampirler
.Daha beter yani .Evie’ye hayran sayısı olarak iki yeterli gelmemiş belli ki
yazara bir adet daha ekliyor.
Kitapta dev bir
Russell bölümü var ki benim için cidden mide bulandırıcıydı.Evie bildiğin salak
ve intihar modundan geziyor. Reed’e
ise " Len oğlum galiba 4,5 milyar
yaşındasın ,yaşının adamı ol,bırak bu kızı sana melek mi yok" demek istiyorum .
Yurt Dışı Kapağı |
Sibel
Zamanında ilk kitabı petunyamla okuduğum için bu kitaba
başlarken azimle bütün dikkatimi verdim. Ama sadece 100 sayfa
dayanabildim,sonrasında yarım bırakıp başka kitaba geçtim.2 veya 3 kitap
bitirdikten sonra geri döndüm.Başlardaki (yaklaşık 100 sayfa falan) benim için
cidden sıkıcı olan sayfaları atlattıktan sonra kitap birazcık daha akıcı oldu
sanki ama birazcıkkk.Arada acaba Gül’ün beğenmediğini bildiğim için ön yargı
ile mi okuyorum diye kendimi irdeleyip bir süre tarafsız olmaya çalışarak
okumaya devam ettim ama cıksss olmadı.Kitabı bitirene kadar içime fenalıklar
bastı.Sanırım Evie’ye feci gıcık olduğum için bu kadar sıktı beni kitap.Çünkü
kitabın büyük bölümü aksiyon sahneleri ile doluydu yani düşününce çok da
sıkmaması gerekiyordu.
Evie’nin ne olduğuna kimsenin takılmamasına bende şaşırdım.Yani
bu nasıl bir varlıktır ki dünyevi olan olmayan bütün erkekler güzelliğine
hayran kalıp,aşık oluyor.Gül’ün de dediği gibi kimse merak etmiyor mu bunun
babası kim…
Son dönemdeki kötü karakterlere olan ilgim bu kitapta da
kendini gösterdi ve hımmmm Brennus ne hoşsun moduna girdim.Ancak kullandığı
Yavrum kelimesinden öyle bir gına geldi ki (yavrum kelimesinden normalde de
nefret ederim.Biri bana yavrum diye hitap ettiğinde ağzının ortasına kürekle
vurasım gelir hep) o moddan hemen çıkıverdim =D
Bir de o kadar acımazsız bir tür olan Gancanaghlar’ın
işkence metodunu okuyunca cidden petunyamla güldüm.Susuz bırakarak direncini
kırmak nedir arkadaş…
Kitabın erkek karakterleri |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder