Eliza Crewe- Üşütük
Meda’yla tanışın!
O insanları yiyor. Aslında teknik olarak ruhlarını yiyor.
Seçici davranması ve bunu hak eden insanları tercih etmesi
onu geçekten özel kılıyordu. Kötü birisi olmaktan inanılmaz zevk alıyor ve bu
konuda kendisini engelleyemiyordu. Zaten çılgın isteklerini durdurmaya da hiç
niyeti yoktu!
Annesi öldürüldükten sonra etrafındaki “Ruh Yiyenler” ona ne
yapması ve nasıl davranması gerektiği hakkında bilgi vermediler. Meda, kendi
türünü öğrenmek için uğraş verse de başarılı olamadı. Bir gün karşısına çıkan
takım elbiseli üç adam son şansıydı. Fakat ortada ciddi bir sorun vardı, bu
adamlar Meda’yı öldürmek istiyorlardı. Meda’nın haçlılar, yani onun türünü
ortadan kaldırmaya ant içmiş elit bir grup tarafından kurtarılması iyi bir
fırsattı. Onlar “iyi insanlar”dı ve onlarla uyum içinde yaşayarak kendi türü
hakkında araştırma yapabilirdi. Ölümcül düşmanlarıyla bayrak kapmaca oynarken
daha çok şey öğrendikçe işler, içinden çıkılamayacak kadar kötü bir hâl aldı.
Meda, annesi, geçmişi ve kaderi hakkındaki şok edici
gerçekleri öğrendiği zaman pes edecek mi?
Kanınızı donduracak kadar vahşi ve kanlı bir yolculuğa hazır
mısınız?
Gül
Güzel bir anlatım
Sibel
Ve bir fantastiğe göre gerçekçi bir anlatım =D
Gül
İblisler/Ruh yiyenler hakkında yeni orijinal bir şey
söylemiyor kitap .Ama o kadar güzel bir dille yazılmış ki ,sıkılmadan zaman
zaman tebessüm ederek okunuyor.İblisler hakkında yeni bir şey söylemese de “Haçlılar” ya da “Şövalyeler” daha yenilikçi
bir bakış sanki.Meda’nın içinden geçirdikleri ve söyledikleri arasındaki uçurum
,Jo ( kız ismi ) ve Meda arasındaki atışmalar sizi kahkaha attırmasa da
gülümsetiyor.Bence iblislerin kapkaranlık dünyasına aydınlık bir bakış.Türü
seviyorsanız okuyun derim.
Sibel
İşin açıkçası kitabın ismini görüp konusunu baktığımda hemen
okumayı düşünmedim.Ama Gül “eğlenceliydi bence oku” deyince çok isteyerek
olmasa da başladım okumaya veeeee elimden bırakmadan bitirdim.Gül’ün de değindiği
gibi konu olarak öyle matah, aman da ne orijinal denecek bir durum yok
ortada.Hatta bazı yerlerinde JLA’nın Melez Sözleşmelerini andırmıyor mu yahu
oldum. Ancak en büyük farklılık yazarın anlatım dili ve karakterlerin çok daha
gerçekçi oluşu.Bir fantastik kurguda karakterler ne kadar gerçekçi olur demeyin
yazar bunu başarmış bence.Kız kötü (en sevdiğim) oğlan şapşal, tüm karakterler
eğlenceli.En güzeli oğlanla kız birbirine aşık değil =D Kahkaha atacak kadar
olmasa da (her kitap bir Kusursuz Elmas olamıyor elbette =D ) özellikle
Meda’nın düşüncelerini okurken sıklıkla gülüyorsunuz. Serinin devamı umarım
kısa zamanda çıkar da okuruz.
Not : Tapınak Şövalyelerinin kemikleri sızım sızım sızlıyor
olabilir =p
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder