Marissa Meyer-Kalpsiz
Harikalar Diyarı’nda dehşet saçmasından
-ve kötü namlı Kupa Kraliçesi olmadan- önce, yalnızca âşık
olmak isteyen bir genç kızdı.
Müzmin bekâr Kupa Kralı’nın gözdesi ve Harikalar Diyarı’nın
en çok arzulanan genç kızlarından biri olsa da Catherine’in bambaşka bir
tutkusu vardı. Tatlılar! Yetenekli bir pastacı olarak tek isteği, en iyi
arkadaşı Mary Ann’le birlikte bir pastane açmaktı. Ama annesine kalırsa, yakın
gelecekte kraliçe olacak genç bir kadın için böyle bir hayal çok yersizdi.
Derken Cath, yakışıklı ve gizemli kraliyet soytarısı Jest’le
tanıştı. İlk kez gerçek aşkın çekimine kapıldığını hissetti. Kral’a karşı
gelmek ve ailesini kızdırmak pahasına, Jest’le aralarında başlayan yoğun ve gizli
flörte kendini bıraktı. Cath, kendi kaderini yazmaya ve aşkı kendi kurallarıyla
yaşamaya kararlıydı. Ancak büyü, delilik ve canavarlarla dolu bir diyarda,
kaderin başka planları vardı.
New York Times çoksatarı yazar Marissa Meyer,
“Ay Günlükleri”nden sonraki ilk bağımsız romanında, okuru bu
kez, Alice Harikalar Diyarında efsanesinin öncesine götürerek büyülüyor.
Gül
Marissa Mayer her zaman yaptığı şeyi yapıyor,bilindik bir
hikayeyi bambaşka bir seviyeye taşıyor.
Sibel
Yazar yine bilindik bir masalı baz almış ama bu sefer onu
günümüze uyarlamak yerine bu yeni hikayeyi bize orjinali gibi masal olarak
anlatmış.
Gül
Yazarın yeni kitabını duyunca heyecanlanmadım değil ama
Alice Harikalar Diyarında benim için çokta sevdiğim bir hikaye değildi.İtiraf
etmeliyim ki sadece çizgi filim olarak seyretmiştim ve azıcık Oz büyücüsü ile
de karıştırmışım konuyu .Kalpsizi okuduktan sonra dönüp Alice’i okudum ve hala
hikayeyi sevmiyorum ama Kalpsizden sonra okuyunca hem o dünyayı daha iyi
anladım hem de toplu bir delirmenin olduğunu düşündüm.
Hikayenin Alice ile alakası yok ,kraliçe olmadan önce zaman ve
kitabın ilk 300 sayfası çok hareketli değil zaten.Cath’i tanıyıp ,bir aşkın
doğuşunu okuyorsunuz .Yurt dışında pek beğenilmemiş diye duydum ama ben kitabı
sevdim ,kalbime dokunan bir tarafı oldu.Belki kötü kraliçe olmadan önce Cath’ın
hikayesini okumak ( ki hikayeyi ve filimleri Kalpsizden sonra seyrettim) Cath
ye acımama sebep oldu,nedendir bilinmez ben hikayeyi de anlatımı da
sevdim.Zaten Sibel Sahte Krallıktan sonra okuduğu için kitabı düşük ritimli
bulmaması imkansızdı.
Sibel
Alice Harikalar Diyarında benim de çocukken sevmediğim masallardandı
ki (Pinokyo ve Oz Büyücüsünü de sevmezdim =D ) sanırım sadece kısa masal kitabını okudum.Hatta filmlerini zorla seyretmiştim (Tim Burton ve Johnny Depp hatırına o
da).O yüzden bu kitabın konusunu okuduğumda pek mutlu olduğumu söyleyemem ki bu
yüzden de kitabı çıkar çıkmaz okumak içimden gelmedi (hatta sonrasında da
okumazsam Gül’den dayak yerim diye düşünüp okumuş olabilirim =p ). Neyse
söylene söylene başladığım kitabı söylene söylene bitirdim.Zira ben yine Ay
Günlükleri tarzında mevcut masaldan esinlenilen fantastik vs tarzı bir hikaye
beklerken karşıma bildiğiniz masal çıktı.Hayır zaten sevmediğim bir masalla
bağlantılı farklı bir masalı okumak açıkçası bana pek de bir keyif vermedi.
Yazarın ismi ve hadi Sibel 300.sayfadan sonra
hareketlenecekmiş gazı (ki pek bir şey ummayın hareketlenen bir şey yok bana
göre ) olmasa tamamını okumayı başarabilir miydim bilmiyorum. Ay Günlükleri
kötü kraliçe Levana’yı okuyanlarınız bilir yazar bize Levana’nın neden kötü
olduğunu anlatıyordu o hikayede.Bence bu masalda da Alice’in hikayesindeki kötü
Kupa Kraliçesinin neden kötü olduğunu okuyoruz.Kitabın kendi içindeki kurgusu
güzeldi eleştirilecek çok fazla bir şeyi yoktu (Alice ile alakasız demek ne derece doğru bilmiyorum.Dünya komple Alice'in düştüğü dünya sadece Alice daha yok ortalıkta.Gerçi bir yerde yukarı doğru düşen kız diye de bahsi geçmiyor değil bu hikayede) ama mesela bence Catherine çok salak bir karakterdi.Ve bir
sahnede Catherine Jest’e ‘bazen pasta malzemelerinin benimle konuştuğunu
hissediyorum,bu sana saçma gelebilir ’ diyor. Orda dayanamayıp Jest yerine ben
cevap verdim kıza ; Istakozların kadril yaptığı, yunusların şapka taktığı, saksı
bitkilerinin pasta pişirebildiği,cansız mankenlerin konuşabildiği bir dünyada
bu neden saçma olsun kiiiiii…
Bu arada çok beğendiğim bir fantastik kitap okuduktan sonra arkasından başka fantastik okumam, etkisinden kurtulmak için mutlaka farklı bir tür kitap okurum.Yani Sahte Krallıktan sonra bu kitabı okumadım ;) Hikayenin ritminin düşüklüğü için bahane aramaya gerek yok,bana göre her halükarda ağır ilerledi.Ya da belki ben masal okumayı sevmemişimdir =D
Bu arada çok beğendiğim bir fantastik kitap okuduktan sonra arkasından başka fantastik okumam, etkisinden kurtulmak için mutlaka farklı bir tür kitap okurum.Yani Sahte Krallıktan sonra bu kitabı okumadım ;) Hikayenin ritminin düşüklüğü için bahane aramaya gerek yok,bana göre her halükarda ağır ilerledi.Ya da belki ben masal okumayı sevmemişimdir =D
Bana göre Alice ile ilgili tek güzel şey bu reklam ;) |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder