Kim Holden - Gus
Bundan sonra nasıl yaşayacağımı gerçekten bilmiyorum. Gün
Işığım benim yalnızca en yakın arkadaşım değil, aynı zamanda da diğer yarımdı.
Beynimin, vicdanımın, neşemin, yaratıcılığımın, kalbimin diğer yarısı. Diğer
yarınız sizi sonsuza dek terk etmişken hayata nasıl kaldığınız yerden devam
edebilirsiniz ki?
Bu, Gus'ın hikâyesi. Kendini kaybetmesinin, kendini bulmasının ve iyileşme
sürecinde yaşadıklarının hikâyesi. Aylar önce başlayan dönüşümümün son noktasındayım.
İsteyerek verdiğim bir kararı harekete geçiriyorum. Ve çok iyi hissediyorum.
Şunu iyice anladım ki, mutluluğumdan ve hayatımdan tamamen ben sorumluyum. Bu
yükü benim omuzlarımdan alabilecek biri yok. Hayatı düzene sokan da benim,
paramparça eden de.
Bu bir seçim. Ödüle ulaşmak için çaba göstermeniz gereken bir seçim. Aylaklık
ve kayıtsızlık sizi sıradanlığa sürükler. Evet, bazen çabalamak çok zordur;
fakat dikenli yollardan geçerek elde edilen zaferin ödülü daha büyük olacaktır.
İşte harikalar böyle yaratılıyor. Sıradan şeyler değil, efsaneler böyle
yaratılıyor. Ve ben efsane yaratmaya âşık oldum. Yaşamanın tek yolu bu.
İlk kitap Gün Işığım yorumu için tık tık
Sibel
Gün ışığım kadar olmasa da bunda da dram dozu oldukça
yüksekti.
Gül
Dram aşırı ,biraz bayıyor.
Sibel
Bu sefer ilk kitap Gün Işığımdan hazırlıklı olduğum için
dram yüklü bir kitap okuyacağımı biliyordum. Neyse ki onun kadar ağlak değildi
Gus.Gerçi yazar ilk kitapta okuyucuyu böğüre böğüre ağlatacak konuyu kullandığı
için bu kitapta dram için ne yapabilirim diye düşünmüş sanırım.Çözümü de
hikayeye acıların kadını Bergen misali yeni bir karakter eklemekte bulmuş =D
Yazarın anlatım tarzı ilk kitaptaki gibi ama yine alışınca çok rahatsız
etmiyor.Ve yine akıcı bir kurgu, sizi sıkmayan bir hikaye. Amaaaa çok fazla
ajitasyon ve Gus’un neredeyse kanatsız bir melek olması azıcık insanı
bezdirmiyor da değil.Bu sefer hüngür şakır ağlama yok sadece Kate’in konusu
geçtiğinde önceki hikaye aklınıza gelip gözleriniz doluyor (amma ağlamıştım o
kitapta yavvv). O yüzden daha rahat okuyabilirsiniz kitabı.İlk kitabı okumadan
bu kitabı okuyabilirsiniz bu arada.Yeni bir hikaye,gerçi Gün Işığımdan
bahsedilen sıkça yerler var ama anlamanıza engel teşkil eden şeyler değil.
Aspendos Gün Işığım gibi acıklı bir kitapta kapak olarak
pammıkk şeker kıvamında acayip bir kapak tasarımı yapmıştı ki kitabın orijinal
kapağı (rengi itibariyle) hikaye ile çok alakalı idi.Sıra Gus’a geldiğinde ise
yine orijinal kapağı kullanmadan farklı bir kapakla çıkarttı Türkiye’de kitabı
Aspendos. Anlamadığım konu ise Gus için kullandıkları kapak yazarın başka bir
kitabının (So Much More isimli kitabın) orijinal kapağının azıcık
değiştirilmişi.Neden böyle bir şey yaptıklarını anlayabilmiş değilim…
Gül
Türk filminde kötü adam olarak Erol Taş’ı görürseniz
bilirsiniz ki filmin sonuna kadar kötü kalacak (istisnalar kaideyi bozmaz)
bir de gençlerin evlenmesini izin vermeyen babayı Hulusi Kentmen'in oynadığı
Türk filimleri vardır ki bilirsiniz ki ortalarda bir yerde yumuşayacak ve
gençlerin mutluluklarına engel olmayacak.Yanlış anlaşılmasın bu kitapta kimse
gençlerin saadetini engellemeye çalışmıyor.Kitabın sonunda neredeyse herkes iyi adam oluyor .Hatta kitapta neden
olduğunu anlamadığım Clare bile hidayete kavuşuyor.Ve sen azıcık " Bu dünyadaki
bahtsız bedevi ben miyim? Hep kötü insanlara rastladım " diye isyan ediyorsun.Gus
zaten şehadet getirse direk evliya mertebesinden İslama geçiş yapacak.Bayan
karakteri çok sevmedim açıkçası ve
anlatım tarzını da.İlk kitabı okumuşlar için güzel bir bitiş olabilir ama ilk
kitaptada ki aşırı dramdan kaçan ben için
ikinci kitap azıcık sıkıcı oluyor.Hele Gus un Keller la "Gün Işığının
arkadaşları neler yapıyor onlarda mutluluğu buldu yaşasın" konuşma kısmını yalan
yok atladım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder