Kim Holden – Gün Işığım
Hayat bir gökkuşağı olsa, Gün Işığım gökkuşağının sekizinci
rengi olurdu. En yakın arkadaşı Gus'ın, Kate Sedgwick'e Gün Işığım demesinin
bir sebebi vardı. Sıra dışı bir hayat süren Kate, her şeyin mutlu ve pozitif
yanlarını görmekle kalmıyor, aynı zamanda hayatı tüm ruhuyla yaşıyordu.
Kate üniversite eğitimi için Grant'e yerleşerek her şeyi, herkesi geride
bırakır. Ancak hayatta asla kopamayacağınız insanlar vardır. Tüm hissettiğiniz,
gördüğünüz, istediğiniz onlardır artık. Kate, yeni taşındığı şehrin ona
hazırladığı sürprizlerden habersiz; tüm benliğini saran sonsuz sevgiyle
dalgalara göğüs germeye hazırdır. Kendini bir anda fırtınanın ortasında bulsa
bile… Herkesin hayatında anlatamadığı hikâyeleri ve sırları var. Herkesin
hayatında, "Sen aslında bensin," dediği özel biri var.
Sibel
Hem okurum hem ağlarım şeklindeydi ama kötü değildi.
Sibel
Çıkmasını uzun zamandır beklediğim bir kitaptı.Ancak tam
çıkış tarihine yakın kitabın sandığım gibi sıradan bir YA değil dram yüklü YA
olduğunu öğrenip yıkıldım.Ancak uzun zaman alıcam ben bu kitabı alıcammmm diye
dolaştığım içinde yiğitliğe şey sürdürmeyip çıktığı gibi aldım kitabı.
Kitabın anlatım şekli başlarda rahatsız etti beni.Ancak daha
sonra hikayeye kendimi kaptırınca o rahatsızlık kalmadı.Bir de kızın
Polyannalığı rahatsız ediciydi ama sonra bunun nedeni anlaşılınca sinir olduğum
için suçluluk hissetmedim değil .Yazarın tarzı bana biraz Colleen Hoover’ı
hatırlattı.Özellikle Çarpılma daki gibi al sana dram yetmedi mi al sana biraz
dahaaaa şeklindeki durumu =D Evet Gün Işığım feci şekilde ağlak bir kitap.Tamam,
başlarken biliyordum bu yönünü ama bu derece çok olacağını tahmin
etmemiştim.Hatta kitabı okumaya başlarken abartmış olabilirler belki de
ağlanacak bir durum yoktur diyerek kendimi gereksizce ağlama moduna sokmaktan
kaçındım. Kitabın yaklaşık son çeyreğine girene kadar da gözüm bile sulanmadan
okudum ki arada dramatik şeyler de olmuştu. Amaaaaaa bir süre sonra çenem
titremeye, kendimi kasmaktan başıma ağrı girmeye başladı resmen ve en sonunda
koyverdim. Özellikle sonlarına doğru artık nasıl ağlıyorsam yazıları görememeye
başlayıp gözlüğümü taktım =D
Hikayede beni ağlatan nedir bunu söyleyerek spoiler verip
keyfinizi kaçırmak istemiyorum ama size verebileceğim tek spoiler ikinci bir
Senden Önce Ben vakası diyebilirim.Ancak özellikle ağlak kitapları sevmememe
rağmen bittiğinde ammaaaa ağladım haaaaa ama güzel kitaptı yavvv diyerek
burnumu çeke çeke kitaplığıma yerleştirdim kitabı =D
Aspendos çevirideki sorunları ufak ufak aşmış gözüküyor
(anlatım şekli çeviriden mi yazardan kaynaklı mı bilemediğim için bu konuda
eleştiri yapmayacağım).Ancak editasyon aşamasına azıcık daha dikkat etseler ne
iyi olur.Mesela Los Angeles’ dan hareket eden otobüs birkaç saat içinde elbette
ki New York’a varamaz değil mi (Sayfa 196) ? Ne bileyim LA’dan sonra Phonix’e
oradan 2 durak sonrada Austin’e konsere gideceklerine göre New York olmasının
ihtimalinin bile olmayacağı açıkça görülüyordur her halde (New
Mexico/Albuquergue mesela olmasın o) (evet detay takıntılıyım ne olmuşşş =p ).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder