Sabaa Tahir- Küller ve Kor
İmparatorluk’ta itaatsizlik ölümle cezalandırılır. Kanını
ve canını
İmparator’a adamayanlar sevdiklerinin öldürülmesi ve
kendileri için değerli olan her şeyin yok edilmesi tehlikesiyle karşı
karşıyadırlar. Antik Roma’dan ilham alan bu acımasız dünyada, Laia dedesi,
ninesi ve ağabeyiyle birlikte İmparatorluk’un fakir arka sokaklarında yaşam
mücadelesi vermektedir. Askerlere asla karşı gelmezler, çünkü karşı
gelenlerin başına neler geldiğini daha önce görmüşlerdir.
Ama Laia’nın ağabeyi ülkesine ihanetten tutuklanınca, Laia
bir karar vermek zorunda kalır. Kardeşini kurtarma sözü veren isyankârlar için
İmparatorluk’un en büyük askeri okulunda casusluk yaparak hayatını tehlikeye
atacaktır.
Orada Laia okulun en yetenekli -ve belli etmese de en
isteksiz- askeri Elias’la tanışır. Elias’ın tek istediği hizmet vermek için
eğitildiği bu zorba yönetimden kaçmaktır. O ve Laia çok geçmeden kaderlerinin
birbirine geçtiğini ve seçimlerinin bu toprakların geleceğini sonsuza kadar
değiştireceğini fark ederler.
Gül
Güzel bir fantastik ya da epik fantastik başlangıcı ,gerçi
ben bir mantık hatası olduğunu iddia
etmekteyim ki ona rağmen güzel.
Sibel
Seviyorum bu tarzı, hele ki bir de bu kitap gibi güzel
yazılmış olanları.
Gül
Aslında kitabın konusu kendi başına gayet güzel,ilginç bir
dünya yaratmış yazar ,buna neden doğa üstü yaratıkları eklemek istemiş
bayağı merak ettim.Olay kendi başına
ilginçken daha karıştırmaya gerek var mı ? Yazar gerekli görmüş.
Bir yandan da bu hikayeye olgun ergenler diyebiliriz ama
sanırım bu yalnızca oğlan için geçerli olurdu.Yavrucak 6 yaşından beri deli
ötesi bir ortamda olduğundan olsa gerek başına ne gelirse tabiri caiz ise " Amenna " diyor .Kız biraz daha mızmız, ki onunda kolay bir hayatı olmamasına rağmen.
Spolier
Kafama takılan mantık hatasına gelince bu Kahinlerin
işlerine gelince kaderin elleyemem demesi işlerine gelince kadere müdahele etmeleri durumu ,ki kendilerinden
hata olarak bahsetmeleri ekstra ilginç bir durumdu.Kitabın seri olabilmesi için
illa iç savaş çıkarmaya çalıştıklarının farkındayım ,ama yine de bence mantık
hatası var bu durumda.
Spolier sonu
Sibel
Kitabı ilk kitap grubundan bir arkadaşım vasıtasıyla duyup
araştırdım.Gördüm ki devam kitabının yurtdışında ağustos 2016 da çıkması bekleniyor.Konusu
ilgime çekmesine rağmen dedim acaba hiç bulaşmasam mı. Neticede çıksın diye
beklediğimiz sürüyle seri kitap varken bunlara göz göre göre bir yenisini
eklemek çok da akıllıca gelmedi.Ancak meraklı ve maymun iştahlı ben D&R da
amaçsızca dolaştığım bir gün dayanamayıp
aldım kitabı. İyi ki de almışım,çok beğenerek okudum ama şimdi gel de minimum 1
sene bekle devamını okumak için (Tabi Epsilon sayesinde bu süre 2 sene de
olabilir).
Bu tarz epik fantastiklerde doğa üstü yaratıklar oluyor
genelde,o yüzden ben garipsemedim açıkçası. Hatta bence hikayeyi daha da
ilginçleştirmişti. Kitaptaki genel olarak kurgu,karakterler,hikaye bence çok
güzeldi. Biran olsun sıkılmadan,heyecanımı kaybetmeden,ilgim dikkatim
dağılmadan beğenerek okudum.
Ve evet ufak bir miktar mantık hatası vardı kahinlerin
olayında ama sadece bir yerde idi ,o yüzden de beni çok rahatsız etmedi.Hatta
Gül söyleyene kadar umurumda da olmamıştı (söyledikten sonra da pek takmadım
gerçi =D ) Bıraksalardı sonu şöyle olsaydı,iç savaş çıkmasaydı diyen Gül’e
karşı ben bunu desteklemiyorum.O şekilde olsaydı onlar ermiş muradına şeklinde
biterdi ki epik fantastiklerde bu o kadar da kolay olmamalı hiçbir zaman
(spoiler vermemek için uğraşınca böyle saçma anlatımlar oluyor haliyle =p ).
Kitabın sonu "Ama şimdi ne olacakkkk,o neydi pekiii " şeklinde çığlık atacağınız şekilde bitmediği , hikaye belli bir yere bağlandığı
için de çok ağlamaklı kalmıyorsunuz sonunda. Ama yine de keşke hemen
okuyabilseydik 2.kitabı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder