Anna Campbell -Serserinin Öpücüğü
Genevieve Barret sır tutmak konusunda uzmandır. Babasının
adıyla yayımladığı makaleleri ise en büyük sırrıdır –ta ki etkileyici bir
hırsız, Harmsworth Mücevheri’ni ondan çalmak isteyene dek. Genç kadın,
babasının kusursuz yakışıklılıktaki öğrencisinin gerçek kimliğini açık etmek
niyetinde değildir. Çünkü an itibariyle kendini en baştan çıkarıcı sırrın tam
ortasında bulmuştur. Sör Richard ise hayatı boyunca soğukkanlı görüntüsünü
korumuştur. Yaşadığı acı tecrübeler sonucunda duygusal ilişkilerin insanı
sadece felakete
sürüklediğini öğrenmiştir. Bir gün Harmsworth Mücevheri’ni
–onun baronetlik üzerindeki hakkını kanıtlayan paha biçilemez sanat eserini–
ele geçirmek için harekete geçer. Ancak kendisini sonsuza dek değiştirecek bir
maceraya atıldığından habersizdir. Toplum gözündeki itibarını değiştireceğini
düşündüğü bu mücevher için uğraş verirken, kendini taşın sahibi genç kadının
cazibesine kapılmış bulacaktır. Onun kusursuz görünüşüne direnebilen bu kadının
kabuğunu kırmak sandığı kadar kolay olmayacaktır.
Gül
Az bulunacak kitaplardan eğlenceli Historical
Sibel
Şakayık ve fil benzetmesi dışında güldüğüm yer var mıydı
hatırlamıyorum.Belki de bu kitabın şansızlığı SEP-Doğuştan Çapkından sonra
okumamdır.Oradaki espirilerden sonra bunda eğlenceli pek bir yer bulamadım ben
=)
Gül
Anna Campbell benim sevdiğim ender Historical
yazarlarından.Yazdığı güçlü kadın karakterleri seviyorum ,acı çekecek olsa bile
kendi yolları çizen kadınlar.Belki tarihsel olarak çok uygun değiller ama ben
okumaktan zevk alıyorum
Yazar normalde acıklı geçmişler ve hüzünlü arka planlı
kitaplar yazsa da bu kitapta bu kuralı epey bozmuş.Kadın ve erkek karakter
arasındaki çekişmeli dialoglar oldukça eğlenceli olmuş( insanın içinden kızın
ağzını vurmak gelmiyor diyeyim ya da ) .Bu kadar ağız dalaşı dönemi için çok
uygun mu değil mi emin olmasam da eğlenerek okunuluyor,bir sonraki Anna
Campbell kitabını merakla bekletiyor hali ile.
Yurt Dışı Kapağı |
Sibel
Bir kere daha oldu,Gül ile historical zevkimiz pek tutmuyor
=) Kadın karakterlerin ezik olmamasını, erkek karakterlerle çata çat
diyaloglarını ben de seviyorum.Ama buradaki diyaloglar bana eğlenceli gelmedi
pek.Evet kızın verdiği cevaplar zekiceydi ama öyle pek komik te değildi.Başta
da yazdığım gibi belki de SEP arkasından okunduğu için olabilir bu etki.Onun
dışında konunun ilerleyişi beni biraz sıktı. Çok yavaş aktı olaylar ve
özellikle kitabın ilk yarısında bence gereksizce uzatılmıştı .Ama sonuçta
sevdiğim bir yazar olduğu için de okundu bitti.Serinin 3.kitabı Sedgemoor Dükü
Camden’ı daha çok merak ettim.Umarım onun hikayesi daha az sıkıcı olur benim
için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder