Andy Weir-Marslı
Goodreads okurlarına göre 2014'Ün En İyİ Bİlİmkurgu ROMANI!
Altı gün önce, Mark Watney Mars'a ayak basan ilk insanlardan biriydi. Şimdi
ise, orada ölmesi neredeyse kesin.
"Çok uzun zamandan beri okuduğum en iyi kitap. Zeki,
eğlenceli ve gerilim dolu. Marslı, bir romandan isteyebileceğiniz her şeye
sahip."
-Hugh Howey, Wool serisinin yazarı-
-Larry Niven, Hugo, Nebula ve Locus ödüllü Halka Dünya
romanının yazarı
"Bu kitap tam da benim gibi okuyucuların seveceği
türden."
-John Scalzi, Yaşlı Adamın Savaşı serisinin Hugo ve Locus
ödüllü yazarı
"Andy Weir'in yazdığı Marslı şimdiye kadar okuduğum en
iyi bilimsel bilimkurgu romanı. Bu romanı -başka bir kitap hakkında hiç böyle
bir şey söylemedim- edebi anlamda da elden bırakmak mümkün değil."
-Dan Simmons, Hugo ödüllü Hyperion serisinin yazarı
"Marslı aklımı başımdan aldı!"
-Ernest Cline, Başlat romanının yazarı
"Aksiyon ve uzay macerasının kusursuz bir
karışımı."
-Library Journal-
(Tanıtım Bülteninden)
Gül
Kitap çıktığında çok sallamadım ,fragmanı görünce okudum
,pişman değilim,saf bilim-kurgu
Sibel
Bense kitap çıktığında hemen okumak istedim.Ama gördüğüm
bazı yorumlardan etkilenip bir kenara bırakmıştım.Ne zaman ki Gül
okuyup,beğenip,tavsiye etti ben de başladım
.Sonuç,çok sıkıldığım yerler de oldu nefesimi tutup sayfa çevirdiğim yerler
de.Genel olarak beğendim. Ama Ridley Scott ve Matt Damon’dan gelecek bir filmin
hayal kırıklığına neden olmayacağını düşünerek diyorum ki sadece filmini
seyretseniz de olur sanki. (Umarım film çıktıktan sonra bu lafımı yemek zorunda
kalmam =p )
Gül
Yalan yok kitabın tanıtımları çıkmaya başladığında “Peh “
dedim neden mi ?
1 Aşırı reklamı olan şeyden uzak dururum
2 Blog turu yapıldı ki benim için neredeyse artık şişirme
kitap etiketi ile aynı şey.
Bir de kafamda The
Guardian sonrası Simon Baker hayranlığımın oluşması yüzünden ( Sonra Mentalist
le herkes sevdi ayrı ama birinc benim =) ) seyrettiğim “Red Planet” adlı sıkıcı
filim vardı ki işte önyargı böyle oluşur.Mars’la ilgili bir filim seyredersin ve Marsla ilgili her şey
kafanda sıkıcı olarak kodlanır.
Fragmanını seyretmesem kitap hala kafamda Mars ta melül
melül gezen bir adamın kitabı olarak kalacaktı.
Ridley Scott ve Matt Damon hımm dememe sebep oldu ,kitabı
okumaya başladım kapattığımda sabah 4 tü.
Mark Watney acayip
eğlenceli bir adam,ekibi Mark’ı fırtına
sırasında öldü zannedip Mars’tan basıp gidiyorlar.Oysa Mark yaşıyor,bizde onun
yaşam mücadelesini ,arkamda izim kalsın
günlük tutayım düşüncesinin mahsüllerini okuyoruz uzun süre.Arada Nasa ekibi
,ekip arkadaşları , flashbacklerle hikaye ilerliyor.
Ama kitabı güzel kılan Mark’ın aşırı dobra ve gerçekçi ve
esprili yazım tarzı ( ya da yazarın mı
demeliyim ) Ağlamıyor zırlamıyor ,görev adamı bildiğin.
İlk yüz sayfada teknik açıklamalar,patates üretimin
detayları olsa da yazarın güzel anlatımı sayesinde sıkılmadan okuyorsunuz.Ama
şu var ki türü seviyorsanız okuyun ,sevmiyorsanız uzak durun.
Sibel
Kimya ve fizikten anlayan,ve
bilim kurgu türünü hatim edenlerdenseniz haberiniz olsun genelde pek
beğenilmemiş bu kitap.Ama benim gibi kimya ve fiziği lise sıralarında bırakıp
bir daha da arkanıza dönüp bakmadıysanız,kitaptaki teknik detayların eksikliği
veya basitliğini anlamayacağınız ve hatta onlar dahi size çok karmaşık geleceği
için kitaptaki bu tür şeylere takılmayacaksınızdır.Teknik detaylar kitabın
genelinde var.Ama özellikle ilk 60-70 sayfada ziyadesiyle fazla olduğu için
başlarda insan sıkılıyor haliyle.İlerleyen sayfalarda ise kitaptaki espirili
anlatımlar,Mark harici konuya diğer bölüm ve karakterlerin katılımı ile hikaye
akıp gidiyor.Bu türü seviyorsanız ve vaktiniz
varsa alın okuyun derim.Ama okuma listeniz çok kabarıksa başta da dediğim gibi
bekleyin filmi çıksın. Genelde kitap uyarlaması filmler hayal kırıklığı olur
biliyorum ama bence bu hikaye sinema için çok uygun.Bu arada Matt Damon’ı çok
severim ama sanki Mark’ daha genç biri canlandırmalıydı gibi geldi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder